Ekonomist İbrahim Kahveci bugünkü köşesinde, ''Muhalefetin büyük sorunu'' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Kahveci yazısında, Hazine garantili projelerle devletin sırtına binen büyük yükü ve bu projeleri alan birkaç müteahhitin dışında hiç kimsenin bu işten kazançlı çıkmaması durumunu değerlendirdi.

Hazine garantili projelerin maliyetlerini ödeyebilmek için vatandaşın adeta boğazındaki lokmadan keserek bu borçların üstesinden gelmeye çalıştığını vurgulayan Kahveci, yaklaşan seçimde muhalefeti bekleyen tehlikeyi hatılattı.

Kahveci'nin yazısının tamamı şu şekilde:

İktidar neden koltuğu bırakmak istemiyor? Bu uğurda seçim yasalarını da tıpkı ihale yasaları gibi neden sürekli değiştirmek istiyor? Tek bir neden söyleyeyim: PARA

***

TC Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı “KÖİ Proje Göstergeleri” tablosuna bakıyorum. Hazine garantili projelerin toplam maliyet büyüklüğü 85 milyar dolar.

Dikkat edin bu 85 milyar dolar sadece maliyet kısmı.

Burada toplam Hazine garantisi büyüklüğünü, yani Hazine garantili müteahhitlere ödenecek tutarı göremiyorsunuz.

Örneğin, Şehir Hastanelerini kapsayan sağlıktaki KÖİ maliyet büyüklüğü 11,56 milyar dolar olarak görülüyor. Ama 11,56 milyar dolar maliyetli Şehir Hastanelerinin 25 yıllık Hazine garantisi yaklaşık 97 milyar dolar.

Evet, rakam bu.

Bu rakamı Türkiye’de ticari sır diye açıklamıyorlar. Ama tahkimi (yargısı) Londra’ya verildiği için oralardan öğreniyoruz bu büyüklüğü. (yatak başı, organ ve hastalık garantileri ile bu hesabı biz de yapabiliyoruz)

***

Bir örnek YSS Köprüsü ve yan bağlantı yolları. Toplam yatırım (maliyet) tutarı 3,3 milyar dolar. Oysa sadece köprünün yıllık Hazine garantisi 800 milyon dolar. İhaleye göre YSS Köprüsü Eylül 2023’de Devlete devredilecekti. Ve bu süre içinde Hazine garantili müteahhide yaklaşık 5,6 milyar dolar ödenmiş olacaktı. Ama ne yaptılar??? Müteahhide 4 yıl daha köprüyü işletme, pardon para toplama izni verdiler. Ek kıyakla beraber müteahhide yaklaşık 9 milyar dolar ödenmiş olacak.

YSS Köprüsünde 3,3 milyar dolar maliyete karşılık Hazine’nin ve Türk halkının ödeyeceği tutar ne oluyor: 9 milyar dolar.

Mesela Osmangazi Köprüsü...Bu köprüyü yapan Japonlar maliyetin 1,2 milyar dolar olduğunu açıkladılar. Ve köprünün geçiş fiyatı ihale aşamasında 35 dolardı. ABD enflasyonu vs ile şimdi Osmangazi Köprü geçiş fiyatı 50 dolara çıktı. Şu anki hesaba göre Osmangazi Köprüsü maliyet 1,2 milyar dolar (kamulaştırma, faiz, bakım vs ile 1,7 milyar dolar) ama Hazine garantisi yaklaşık 15 milyar dolar.

Ama buralarda iki şey yok:

1-Zaman içinde dolar bazında artışlar

2- İhale sonrası müteahhitlere verilen ek kıyak iletme süreleri.

Örnek Çanakkale Köprüsü: 16 yıl 2 ay 12 gün YAPIM+İŞLETME süresi. Fakat şirketin sitesinde bile şimdiden YAPIM süresi yazılmamış ve sanki 16 yıl 2 ay 12 gün İŞLETME (yani para toplama) süresi gibi veriliyor.

***

Gelelim sonuca... KÖİ büyüklüğü gerçekte ne kadar?

85 milyar dolarlık yapım maliyetinin geçen yılki fiyatlarla yükümlülüğü 157 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Fakat ben bu hesabın çok muhafazakar ve doğru olmadığını görüyorum.

Ek kıyaklar ve döviz bazında artışlarla bu tutar 200 milyar dolara çok rahat ulaşacaktır.

Bakın sadece Kuzey Marmara Otoyolu’nda; 1-Odayeri-Paşaköy kısmına ek kıyak 3,2 milyar dolar 2-Kurtköy-Akyazı kısmına 4,9 milyar dolar ek işletme kıyakları verildi. Bunlar ihale sonrası yapılan ek kıyaklardı.

CANINIZLA VE AÇLIĞINIZLA ÖDÜYORSUNUZ

Şimdi işin muhalefet kısmına gelelim.

Durum gerçekten zor.

Bir millet düşünün ki, Hazine garantili müteahhitlere ödemelerini sadece ceplerinden yapmıyorlar... Aynı zamanda

-Canları ile de ödüyorlar

-Boğazlarından keserek de ödüyorlar.

Hem de köprüden geçmeden, Şehir Hastanelerine gitmeden bile bu ödemeleri yapıyorlar. Nasıl mı?

Bir örnek Şehir Hastanelerinden verelim.

Sağlık Bakanlığının bütçesi artık doktorlara makul para verecek durumda değil. Sağlık bütçesi artık Hazine garantili müteahhitlere gidiyor. Doktorlar gidiyor: Kimi özele, kimi de yurtdışına gidiyor.

Hastalara randevu süreleri 4-5 aya uzadı. Randevu alana kadar kaç kişi vefat ediyor? Randevu alsa da iyi doktor bulamayınca kaç kişi daha vefat ediyor?

Boğaz kısmı da aynı... Yani sofralarımızı da bu müteahhitlere esir ettik. Bu yıl Hazine garantili müteahhitlere dolar 8,0 lira iken bütçeden 44,5 milyar lira ayırdık. Siz kur artışı sonrası bu rakamı en az 65 milyar liraya çıkarın.

Kasadan tek kuruş çıkmıyormuş değil mi???

Tarım destek bütçesi ne kadar: 29 milyar lira. Yani tarıma destek az ama Hazine garantili müteahhitlere destek çığ gibi.

Tarlada maliyet arttı; ürün fiyatları rafta ateş pahası. Toplum açlık-sefalet-yoksulluk içinde ama Hazine Müteahhitleri para üstüne para kesiyor.

Geçmediği köprüden dolayı açlık çeken bir millet böyle oluyor. 1 lira ucuz diye Halk Ekmek önünde kuyrukta böyle bekliyoruz.

Muhalefet bu işin neresinde? Açıklayalım...

Oy dağılımı ve değişimine bakıyoruz. 1-kırsalda ve 2- ileri yaş grubu ile 3- alt eğitim kesiminde iktidarın onayı çok yüksek.

Şehirlerde, kadınlarda, gençlerde ve üst eğitim grubunda ise değişim çok daha sert.

Seçimlerde bu kesimler ülkenin geleceğine karar verecek.

***

Seçmenin önemli bir kısmı çektiği acının nedeninin bile bilemiyor.

Acı çekiyor ve acı çektiren nedeni de alkışlıyor. Bugün emekli maaşı neden 2.500 lira? Bir nedeni de kasada para olmamasından.

Emekliye 2.500 lira maaşı yeterli bulan iktidar, müteahhide bir kalemde 3,2 milyar dolar kıyak çekebiliyor. Peki bu gücü nereden alıyor?

İşte sorun da orası: Aynı emekli yönetimin savurganlığına, müteahhitlere para dağıtılmasına ses çıkarmadığı gibi alkışlıyor.

Şimdi sorumuzu soralım: Siz bu topluma nasıl bir gelecek kurabilirsiniz? Muhalefet bunu nasıl yapabilir?

***

Kendi öz be öz evladının geleceğini, parlak hayatını 3-5 Hazine garantili müteahhide satan bir yönetimi destekleyen babaya ne anlatabilirsiniz?

Hatta daha da ileri gidelim: Geleceğini 3-5 Hazine garantili müteahhide satan bir yönetimi alkışlayan bazı gençleri, kendi gelecekleri için nasıl ikna edebilirsiniz?

Bu ülke 91 seçimlerinde geleceğini sattı: Çiller’in gerçek dışı vaatlerine kanarak hala ucuz maaş ve ucuz emeklilik ile yetinmek zorunda kaldı.

Karanlık yılların geleceğini o günlerde söyleyen Adnan Kahveci ise elim bir kazada göç etti.... Hayat böyleymiş.