Dolar  kurundaki düşüşe rağmen  ayçiçek yağı  başta olmak üzere gıda fiyatlarında henüz gözle görülür bir indirim yapılmadı. Market raflarında fiyatların ne zaman düşeceğine ilişkin  ekonomist  İbrahim Kahveci'den yanıt geldi. 

Fiyatların düşmeme nedenlerini dikkat çekici şekilde irdeleyen Kahveci, kur yükselişinde kendilerinin hatası olmayıp dış güçleri, finansal saldırıları bahane gösteren iktidarın şimdi de kurları kendilerinin düşürdüğünü ilan edip fiyatlar neden düşmüyor diyerek marketleri suçladığını ifade etti. 

"FİYATLAR MALİYETLERE GÖRE BELİRLENİR"

"Sorumluluk üstlenmeyen ve sorunu sürekli bir başka yere yüklemeye çalışan bir yönetimimiz var" diyen Kahveci "Marketler olsun, tacirler olsun bunlar aracılardır. Yani bir ürünün ana fiyat belirleyicisi üreticilerdir ve üreticilerin de fiyatları maliyetlere göre belirlenir" ifadesini kullandı.

KUR ARTIŞI İLE ENFLASYON İLİŞKİSİ

"Kur artışı ile enflasyon arasında bir ilişki vardır ama birebir ilişki yoktur" 

Dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:

"1- Üretim süreci farklı fiyatlardan alımı ve ortalama maliyeti gerektirir. Bu nedenle günübirlik kur değişimleri fiyatları etkiler ama belirlemez. Burada daha çok ürün bazında süreler vardır. Bazı ürünlerde aylık ortalamalar etki ederken bazı ürünlerde bir kaç aylık ortalama kur etkisi oluşur.

2- Üretim ve maliyetler üzerinde kur tek başına belirleyici değildir. Kur artışına bağlı farklı fiyat artışları dalgalar şeklinde maliyetleri zaman süreci içinde artırmaya devam eder. O nedenle kesin fiyat çizgisi ürün bazında değişse de aylar sonra ortaya çıkar. Ayrıca tüm maliyetler kurlara da bağlı değildir. Mesela işçilik maliyeti kurlardan bağımsızdır. O nedenledir ki, kur artışı ile fiyat artışı aynı seviyede değildir. Son beş yılda bunu görüyoruz.

3- Tacirler (marketler örneği) tarafında ise stok değişim süresi ve ortalama stok maliyeti etkilidir. Bu nedenle nasıl ki kur artışı direkt fiyatlara yansımamışsa, kur düşüşü de direkt fiyatlara yansıyamaz. Stok değişimine bağlı gecikmeli ve ortalama kur etkisi fiyatları belirler."

İNDİRİMLERİ ÖTV'YE SAYARAK DÜŞÜRMÜYORLAR

Kur artışının doğrudan etkilediği ürünler neredeyse tamamen ithal edilen ürünler olduğunu belirten Kahveci ülke içi  maliyetleri etkileyen ana ürünlerin enerji olduğunu belirtti. 

"Mesela akaryakıt fiyatları birkaç günlük kur değişimlerinden etkilenir ve artış ve azalışlar ilan edilir" diyen Kahveci şunları söyledi: 

"Ama devlet bizzat kendisi akaryakıt indirimlerini ÖTV’ye saymış ve indirime gitmemiştir. İkinci büyük maliyet doğalgazdır. BOTAŞ Aralık ayı başında yine sanayicilere ve elektrik üretim santrallerine otomatik zammı yapmıştır. Buna bağlı olarak elektrik fiyatları oluşmaktadır.

Aralık ayı başında EPİAŞ toptan elektrik fiyatı (haftalık ortalama) 80 kuruş seviyelerindeyken aralık ortasında bu fiyat 95 kuruşa yükselmiştir. 26 Aralık itibari ile haftalık ortalama elektrik toptan fiyatı 1 lira 072 kuruş olarak işlem görmüştür.

Kısaca devletin belirlediği akaryakıt fiyatı ve yine devletin dolaylı etkilediği elektrik toptan fiyatı kur düşüşü ile gerilememiş, tersine yüksek seviyede öylece kalmıştır.

Enerji sektörünün bir ayrıcalığı vardır: İmalat sanayinin ana girdi sektörü olarak yüzde 70’in üzerinde fiyat etkileme gücüne sahiptir. Ve enerji fiyatları düşmemiştir.

Bu duruma en anlamlı örnek ekmek fiyatlarıdır. Kur düşüşüne rağmen ekmek ve türev ürünlerin fiyatı artış yönünde devam etmektedir. Çünkü üretimin en önemli belirleyicilerinden olan pişirme maliyeti yüksek seviyede kalmaya devam etmektedir. Hatta kira ve emek maliyeti de yeni yükselişler yaşamaktadır. ( Asgari Ücret artışı ekmeği etkileyecektir)"

Fiyat belirlemede bir başka örneği süt ve süt ürünleri üzerinden veren Kahveci "Süt fiyatı “Ulusal Süt Konseyi” kararı ile belirleniyor. Süt fiyatı belirlendikten sonra süt ve süte bağlı ürün fiyatları da bu hammaddeye dayalı yeniden fiyatlanıyor. Süt fiyatı artışının ardından kademeli şekilde süte bağlı ürün fiyatlarında da artışlar yaşanıyor. Mesela en kısa süreli tepki yoğurt fiyatından geldi. Ardından peynir çeşitlerine göre fiyat artışları gelmeye devam ediyor" diye yazdı.

Kahveci bu açıklamalarının ardından "Ulusal Süt Konseyi çiğ süt fiyatını düşürmeden, süt ve süte bağlı ürün fiyatları fabrikalarda düşer mi? Fabrikalarda düşmeyen fiyatlar marketlerde nasıl düşer" sorularını yöneltti.

MARKETLER PAHALI AMA BAKKALAR UCUZA SATIYOR MU

Marketlerin kur düşüşüne karşı direnen ve bu nedenle de suç işleyen kurumlar gibi gösterildiğini belirten Kahveci özellikle zincir marketlerin bu konuda büyük suçlu ilan edildiğini ifade ederek, "Market pahalı ise ucuza satan bakkallara gidilerek sorun çözülebilir. Hatta marketler de bu sayede insafa gelerek fiyat indirebilir veya şubelerini kapatabilir. İyi ama acaba bakkallar ucuza satıyor mu" diye sordu.

FİYATLARI ZABITA BELİRLİYOR

"Serbest piyasada fiyatların piyasaca arz-talep ve maliyetler çerçevesinde belirlenmesi hedeflenir. Oysa bugün ülkemizde nihai fiyatlar piyasa kuralları yerine market baskınları ile zabıtalarca belirlenmeye çalışılıyor." diyen Kahveci "Zabıtaların belirlediği fiyatlar ile ülkemiz nereye varır kimse bilmiyor. Ama şu kesin ki, yeni suçlu ilan edilen marketler ve onların başındaki kılıç ise zabıta denetimi olmaktadır. Bakalım ortalama kur, ortalama maliyet ve fiyat istikrarında iktisat kuralları yerine zabıta baskınları ile belirlenen fiyat düzeyi ile nereye varacağız" diye yazdı.