Gazeteci Fatih Altaylı, dün TCMB’nin aldığı yüzde 12 faiz indirimi kararına ilişkin bugün kaleme aldığı köşe yazısında, “Böyle bir Merkez Bankası nasıl hesap verecek.” dedi. Fatih Altaylı, “Bir Merkez Bankası, bir ülkeye ancak bu kadar zarar verebilir. Normal bir ülkede böyle bir Merkez Bankası’nın tüm yöneticileri ve yönetim kurulu üyeleri bir günde görevden alınır. Hatta yargılanırlar. Bizim amacımız bu değildi diyebilirler. Ama önemli olan amaç değil sonuçtur.” diye yazdı.

BU İNDİRİMLER GERÇEKTE FAİZİ FALAN DÜŞÜRMÜYOR

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, “Bütün dünya faizleri arttırırken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası faizleri yine indirdi. Düşük faizle bir derdim yok bu indirimler gerçekte faizi falan düşürmüyor. Tam aksine gerçek faizleri arttırıyor, hem ülkeyi hem de ülkede yatırım yapanları soyanlara destek oluyor. Merkez Bankası, faiz oranlarını yüzde 12’ye düşürdü diye ne sanayicinin kullandığı kredilerin faizi düşüyor ne de vatandaşın kullandığı kredinin faizi. Şu anda gerçek kredi faiz oranları yüzde 25 ila yüzde 65 arasında değişiyor.” dedi.

FAİZ İNDİRİMİ SONRASI NELER OLDU?

Emirle faiz indirimleri yapıldı diyerek isim vermeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a işaret eden Fatih Altaylı, faiz indirimleri ile neler olduğunu anımsattı. Fatih Altaylı, “8 liralar seviyesinde dolaşan dolar  kuru 18 lirayı aştı, son indirimle beraber 19 TL’ye doğru gitmeye başladı. Bu faiz indirimleri sadece 8 lira olan akaryakıtı 25 liraya, 4 lira olan domatesi 15 liraya, 3 lira olan soğanı 12 liraya, 2 lira olan ekmeği 5 TL’ye, 12 bin TL olan cep telefonu fiyatını 45 bin liraya, ahırdan bozma evin kirasını 5 bin liraya, özel okul fiyatlarını 200 bin TL’ye yükseltmekle kalmadı. Kur korumalı mevduat denilen gizli faizi ortaya çıkardı.” ifadelerini kullandı.

KKM'DE ZENGİNLERE ÖDENECEK PARA MİKTARI DA ARTTI

Fatih Altaylı'nın yazısının tamamı şöyle:

“Bütün dünya faizleri arttırırken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası faizleri yine indirdi.
Düşük faizle bir derdim yok bu indirimler gerçekte faizi falan düşürmüyor.
Tam aksine gerçek faizleri arttırıyor, hem ülkeyi hem de ülkede yatırım yapanları soyanlara destek oluyor.
Merkez Bankası, faiz oranlarını yüzde 12’ye düşürdü diye ne sanayicinin kullandığı kredilerin faizi düşüyor ne de vatandaşın kullandığı kredinin faizi.
Şu anda gerçek kredi faiz oranları yüzde 25 ila yüzde 65 arasında değişiyor.
Daha kötüsü bankalar sanayiciye kredi kullandırma konusunda da oldukça isteksiz.
Hadi bu olmuyor.
Diyelim ki, en fazla kredi kullanan yapının faizi düşsün, devlet soyulmasın.
Hayır öyle bir şey de olmuyor, devletin borçlanma faizi falan da düşmüyor.
Tam aksine o da artıyor.
Geçen sene, Eylül ayında devletin borçlarına ödediği faiz oranı yüzde 17,7 idi.
Sonrasında “Ben bilirim ekonomisine” geçildi.
Emirle faiz indirimleri başladı.
Bugün devletin borçlanma faizi kaç diye tahmin edersiniz?
Yüzde 24,8 oldu.
Ve 2021 yılında yüzde 60’lar seviyesinde olan devletin ana paraya oranla faiz yükü yüzde 117’ye çıkarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı.
Başka ne oldu!
8 liralar seviyesinde dolaşan dolar kuru 18 lirayı aştı, son indirimle beraber 19 TL’ye doğru gitmeye başladı.
Bu faiz indirimleri sadece 8 lira olan akaryakıtı 25 liraya, 4 lira olan domatesi 15 liraya, 3 lira olan soğanı 12 liraya, 2 lira olan ekmeği 5 TL’ye, 12 bin TL olan cep telefonu fiyatını 45 bin liraya, ahırdan bozma evin kirasını 5 bin liraya, özel okul fiyatlarını 200 bin TL’ye yükseltmekle kalmadı.
Kur korumalı mevduat denilen gizli faizi ortaya çıkardı.
Parasını kur korumalı adlı hesaba yatıranlara yani büyük parası olanları Hazine’den yani sizin ve benim ve hepimizin cebinden milyarlar aktarılmasına ve yüzde 60’ları aşan faizler ödenmesine neden oldu.
Merkez Bankası’nın son faiz indirimi ile birlikte TL’nin tekrar değer kaybetmesi ve yabancı para birimlerinin fiyatının artması ile birlikte kur korumalı mevduatın sahibi olan zenginlere ödenecek para miktarı da arttı.
Kurdaki her artış 1 trilyon lirayı bulan bu mevduat türüne ödenecek gizli faizi de arttırıyor.
Son faiz indirimi ile kurdaki artışın 0,5 TL olmasını 1 trilyon TL ile ben çarpmayayım siz çarpın.
Hazine'ye verilen zararı bulun.
Kuru düşük tutmak için sürekli satılan dolarları da yanına ekleyin.
Hasarı tespit edin.
Yani diyeceğim o ki, bir Merkez Bankası, bir ülkeye ancak bu kadar zarar verebilir.
Normal bir ülkede böyle bir Merkez Bankası’nın tüm yöneticileri ve yönetim kurulu üyeleri bir günde görevden alınır.
Hatta yargılanırlar.
Bizim amacımız bu değildi diyebilirler.
Ama önemli olan amaç değil sonuçtur.”