Türkiye Cumhuriyet   Merkez Bankası (TCMB) bugün kritik faiz kararını verecek. Eylül ayından Aralık ayına kadar 5 baz puan indirim yaparak yüzde 14'de çeken Merkez Bankası, yıl başından bu yana politika faizini sabit tutuyordu. 

FED'in Mart ve Mayıs ayında aldığı faiz kararıyla birlikte dolar kurunun TL karşısında giderek yükselmesi sonrasında Merkez Bankası'nın hamlesi merak ediliyor.

Yarın açıklanacak karar öncesinde ekonomist Alaattin Aktaş, ekonomi yönetiminin önündeki seçenekleri açıkladı. Merkez Bankası'nın hamlesine ilişkin Aktaş, "Erdoğan biliyordur" dedi.

ERDOĞAN BİLİYORDUR YA DA HENÜZ KARAR VERMEMİŞTİR

Dünya yazarı Alaattin Aktaş şu ifadeleri kullandı:

"Merkez Bankası Para Politikası Kurulu yarın toplanacak ve faiz kararını açıklayacak. Kurul, kararı “açıklayacak”, çünkü görevi bundan ibaret, faizin ne olacağına hiç kuşku yok ki ve ne yazık ki daha yukarıda karar verilecek.

Şimdi beklentiler sanki biraz değişmiş gibi... Zihinlerde aynı soru:

“Yarın ne olacak, faizle ilgili ne karar verilecek?”

Bu sorunun yanıtını herhalde yalnızca  CumhurbaşkanıErdoğan biliyordur.

Ama belki o bile henüz bilmiyordur, yani karar vermemiştir."

MERKEZ BANKASI FAİZİ YÜKSELTİP, EKT'Yİ ÇIKARABİLİR

Ekonomist Alaattin Aktaş, Pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sonrasında açıklanması beklenen Enflasyon Korumalı Tahvillere de değindi. Aktaş, yarın dolar kurunun tutulması için hem politika faizinin artırılacağını hem de enflasyona korumalı tahvillerin açıklanabileceğini belirtti.

Aktaş, "Merkez Bankası’nın yarınki toplantısında faizin yükseltilmesi söz konusu olursa bu büyük olasılıkla enflasyona endeksli bono ya da tahvilden vazgeçildiği anlamını taşır.

Ne var ki ikisi birden de gündeme gelebilir; hem faiz artışına gidilir, hem bu kağıt çıkarılabilir.

Böylece faiz artışıyla kurun tutulması, bu sayede enflasyonun frenlenmesi; yine aynı amaca hizmet edecek yeni kağıdın bütçeye yükünün çok fazla olmaması sağlanabilir." ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN'I ÖNÜNDEKİ İKİ SEÇENEK

Erdoğan'ı erken seçime zorlayacak iki seçeneği açıklayan Aktaş, şu ifadeleri kullandı:

"İlk seçeneğin özü, ekonomik tablonun daha da kötüleşmesini ne yapıp edip önlemek ve 2023 haziranına kadar süre kazanmak. Baz etkisi sayesinde aralık ve ocakta enflasyon da düştü mü ve bu durum sanki fiyatlar gerilemiş gibi satıldı mı, 2023’te şimdikine göre çok daha iyi görünecek bir ekonomik tabloyla sandığa gidilir.

Ama bakıldı ki hiçbir şekilde 2023’e kadar idare etmek mümkün değil. Dövizdeki tırmanış ne faiz artırılarak önlenebilecek, ne enflasyona endeksli kağıtla bu sorun çözülebilecek... Gidişat felaket! 2023’e kadar dayanmaya çalışmak, bir bakıma intihar!

O zaman seçim bu sonbahara çekilecektir.

Dolayısıyla 26 Mayıs 2022, yani yarın, Türkiye’nin seçime hangi tarihte gideceğine ilişkin ipucu günüdür.

Faiz artırılırsa ve hele hele bu adım enflasyona endeksli kağıt çıkarılarak desteklenirse, yani ekonomik sorunlar bir yıl daha ertelenirse seçim zamanında yapılacak demektir.

Ama yarın faize dokunulmaz ve kur artışına bir anlamda dur denilmezse ekonomik sorunların daha da büyümesi beklenmeden bu yıl sonbaharda seçime gidilmesi kuvvetle muhtemeldir."