Ekonomi politikalarının neden olduğu sorunlar bir çığ yumağı gibi büyürken, ekonomistler Türkiye'nin 90'lardakinden daha kötü bir ekonomik tablo ile karşı karşıya olduğunu belirtiyor.

Karar gazetesi yazarı ve ekonomist  İbrahim Kahveci, "Ülkemiz resmen yıkılıyor, yıkımı durdurmak bile şimdilik yeterlidir" uyarısında bulundu.

Kahveci, 14 Mart tarihli yazısında, "Artık umudu kesmenin ötesindeyiz. Zerre kadar bir şey yaptığınızı zannediyorsanız söyleyeyim; yapmayı bırakın bari yıkmayı durdurun" ifadelerini kullandı.

"Bakınız ekonomide sorunlar sadece sonuçların ortaya çıktığı zaman olmamıştır. Mesela 2001 krizi aslında 91 seçimlerinde Tansu Çillerin temelini attığı sorunlar yumağının sonucudur" yorumunu yapan Kahveci, yazısını şu ifadelerle sürdürdü:

"Bugün de yaşadığımız kriz sadece Başkanlık Sistemi ile hukukun, adaletin, liyakatin vs yok olmasının sonucu değildir. Bugün yaşadığımız kriz-buhran 2007 yılında değişmesi gereken ekonomik modelin sağlanmaması ile biriken sorunlar yumağına, Başkanlık Sistemi ile eklenen devasa sorunların sonucudur.

Bu ayrımı veya bu birleşik kabı bilemeyen, çözemeyen hiçbir parti ülkemiz ekonomik sorunlarına kalıcı çözümler üretemez.
O nedenle 2001 krizine çözüm üreten ve o geçici program sonrası üretim-yatırım programını bilen kadroların yönetime gelmesi gerekiyor.
Demokrasi, hukuk, liyakat vs sağlanarak sadece yabancı sermayeye dayalı geçici refah döneminden başka bir şey oluşmayacaktır. Yine zaman kaybı, yine ertelenmiş ve üstü örtülmüş temel sorunlar yumağı ile yıllarımız heba olacaktır.
Şimdiden söylemiş olayım.
Özal’ın ‘değişim’ programından beri ülkeye zerre değer katamadık. Bu ülkenin çok ama çok acil orta-uzun vadeli ‘kalkınma programına’ ihtiyacı vardır.
Peki, ekonomide şu an ne yaşıyoruz?
1- Ekonomik Kriz: 1994, 2001 ve 2008-09 küresel krizde olduğu gibi 1 yıl küçülme ve ardından yeniden büyüme süreci... Şu an bunun çok ötesindeyiz...
2- Ekonomik Buhran: Aslında 2014 yılında sınırı aşan işsizlik, 2015 yılında durmaya başlayan yatırımlar ve 2018 yılında patlak veren finansal ve reel kriz toplamında halen büyük ekonomik buhran içerisindeyiz. 2021 yılında yaşanan yüzde 11,0 büyüme bile büyük buhranı bitirememiştir.
3- Yapısal Çöküş: İşte benim en fazla korktuğum asıl büyük çöküş, büyük sorun burasıdır. Ekonomik buhranı bile aratacak çöküş... 2018 yılındaki kur yükselişi ve/veya 2021’de başlayan yeni kur yükselişi vs 2017’de başlayan beyin çıkışı yanında hikaye kalır. Kurumların çökmesi, kuralların işlememesi, beyin göçünün başlaması bize ilerleyen yıllarda çok daha büyük yıkımlar getirecektir.
Bizim temel sorunumuz yapısal çöküşü durdurmak ve beraberinde ekonomik buhranı çözmek olmalıdır. Özellikle muhalefet partileri ekonomide yapısal dönüşüm ve kalkınma programlarını açıklamak zorundadır."