Ekonomide üç yıllık yol haritasını çizen ve dün Hazine ve Maliye Berat Albayrak tarafından açıklanan Yeni Ekonomik Program'ı değerlendiren ekonomi yazarlarının birçoğu programı gerçekçi bulmadığını yazarak, hedeflere nasıl ulaşılacağının yeterli açıklanmadığını kaydetti. 

Dünya yazarı Alaattin Aktaş, bugünkü yazısında YEP’teki enflasyon hedeflerini, “YEP’te TÜFE’nin bu yıl yüzde 10.5 düzeyinde gerçekleşeceği tahminine yer veriliyor. Bu tahminin tutması neredeyse olanaksız. TÜFE ilk sekiz ayda yüzde 7.29 arttı. Yüzde 10.5 artışta kalmak, son dört aydaki artışı yüzde 2.99’da tutmakla mümkün. Ama geçmiş yıllar bize son dört ayda bu oranda kalmanın hiç de kolay olmadığını gösteriyor. Son 18 yılın ortalaması, eylül-aralık dönemindeki artışın yüzde 4.02 düzeyinde oluştuğuna işaret ediyor. Hele hele son dönemde döviz kurunda ortaya çıkan etkinin fiyatlara giderek daha çok yansıyacağı düşünülürse yüzde 2.99 mucize bir oran olarak karşımıza çıkıyor. Tahminimiz, bu yılın son dört ayında da toplamda en az yüzde 4 fiyat artışı yaşanacağı ve böylece yılın yüzde 11.5-12.0 arasında kapatılacağı yönünde” diye yorumladı.

'Temenni gördüm, tedavi göremedim'

Dünya yazarı Şeref Oğuz da YEP’teki enflasyon hedeflerine değinerek“Her ne kadar normal senaryo açıklansa da piyasa, olumsuz olanı baz aldı bile. Fiyat istikrarı sözü edildi ama dolarizasyon nasıl düşürüleceğinden bahis yok. Hal böyle olunca dolar obezitesi başımızı derde sokmaya devam edecek gibi görünüyor. Enflasyon? YEP’te temennisini gördüm ama tedavisini göremedim” dedi.

Karar yazarı İbrahim Kahveci, YEP'i gerçekçi bulmayarak"Zaten 2021 yılı dolar kuru için ortalama dolar 7,68 kabul edilmiş. Oysa dün 7,85’ten işlem görüyordu dolar. Acaba programı yazanlar nasıl bir Türkiye görüyorlar? Onların göremediğini iş dünyasının örgütleri de göremiyor mu? Şirketlerini de bu şekilde mi yönetiyorlar? Tabloya bakınca insan gerçekten hayret ediyor. Hiç mi gerçekçi kimse kalmadı? Herkes hayalle mi yaşıyor bu dünyada. Ya da iş ilişkileri ve şirketlerinin gelişimi konuşarak değil de bu şekilde bir el hareketi ile mi sağlanıyor? Biz çalışanlar bunu bilemiyoruz tabii" diye yazdı. 

'Biz'in vatandaş olmadığı malum

Sözcü yazarı Çiğdem Tokerbugünkü yazısında, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın gazetecilere “Kur benim için hiç önemli değil. Ben hiç işin o tarafına bakmıyorum. Sanayi sağlam, üretim tarafı sağlam. Kur meselesinden göreceksiniz, en kârlı çıkan biz olacağız. Çünkü artık kurun kontrolü bizim elimizde” demesini, “Sözüne dönecek olursak, Bakan Albayrak'ın “En kârlı çıkan biz olacağız” ifadesindeki “biz”in, biz vatandaşlar olmadığı malum. 150 milyar doların üzerinde Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) hacmi olan bir ekonominin başında olup “Kur benim için hiç önemli değil” sözü, olsa olsa vatandaşın zekasını hafife almakla açıklanabilir. Eğer kur gerçekten önemli değilse, o vakit bir an önce çıkılıp döviz üzerinden garanti verilen Yap-İşlet-Devret modelli ulaştırma projelerinde, döviz üzerinden kira ödenen ve gelir garantileri verilen şehir hastanelerinde “TL'ye döndük” denilmesi lazım” diye yorumladı.

Sözcü yazarı Murat Muratoğlu ise, YEP’i “Geçen yıldan feyz alırsak, “kriz yok” denildi, kriz önlemleri anlatıldı. Reform, tasarruf falan yapılacaktı. Bu yıla nasip olmadı! Hem kriz yokken ne gerek vardı? Ekonomik programlar, demokratik yönetimin hüküm sürüdüğü ülkelerde önem taşır. Bir gece yarısı kanunların değiştiği bir ortamda program hikayedir! Plan yapmak kolay… Herkes yapar. Sende o planı yürütebilecek, başarıyla tamamlayabilecek kadro var mı? Bu iş şoförünü, doktorunu, sınıf arkadaşını milletvekili yapmak kadar kolay mı? Acaba, sunum yapınca kendi kendine mi oluyor falan sanıyorlar?” diye sorguladı.

Enflasyon hedefleri iddialı, istihdam hedefleri gerçekçi değil

Habertürk yazarı Abdürrahim Yıldırım“Bu yılki ortalama dolar kuru 6.91, gelecek yılki 7.67 alındı. Bugüne kadar döviz satış kuru üzerinden gerçekleşme 6.72 düzeyinde. Tahminin tutması yılın geride kalan döneminde kurun yüzde 2.8 daha yükselmesine bağlı. 6.91 yıllık ortalama kurun artışı ise yüzde 39.5’e çıkacak, gelecek yıl da yüzde 11.1’e artacak. Her iki yıl da enflasyonun üzerinde. Büyüme oranları biraz iddialı olmakla birlikte gerçekçi sayılabilir. Ancak enflasyon hedefleri iddialı. Bu yıl için yapılan yüzde 10.5 tahmini hem kur artışı hem de baz etkisi ile uyumlu değil. Enflasyonun daha yüksek çıkma ihtimali fazla. İstihdam hedeflerinde de program iddialı değil veya gerçekçi diyelim” diye yazdı.

Habertürk yazarı Gökhan Şen ise, kur tahminlerini hatırlatarak“Önceki yıllarda yapılan kur tahminleri ise epey ıskalamış durumda. Örneğin, geçen yılın YEP’inde 2022 yılında Dolar kurunun ancak 6,74’e ulaşması bekleniyordu. Bu yılın ortalaması onun üstünde olacak... Açıkçası, enflasyon bir türlü inmediği için kur da düşmüyor, düşemiyor. Bu programda çokça enflasyon vurgusu görmemiz bu bakımdan hayırlı. Umarım uygulama da böyle olur. Yoksa, yine Program’a göre 2021-2023 arasında kur sadece 34 kuruş artacak tahmini pek gerçekleşebilir olmaz. Bu yılı, OVP’de tahmin edilen 6,90 ortalama kurdan kapatacak olursak son 3 yılda ortalama kur artışı her sene 104 kuruş olmuş olacak. Yani her yıl kur ortalama değerlerle 1 Lira 4 Kuruş artmış. Böylesi bir ortamda 3 yılda sadece %5 artar demek makul olmuyor” diye yazdı.

'Kim ne derse desin program gerçekçi'

Sabah yazarı Dilek Güngör ise, YEP’in ‘gerçekçi hedefleri’ olduğunu yazarak“Kim ne derse desin, program gerçekçi hedeflerin olduğu, rasyonel temeller üzerine oturtulmuş ve belirsizlikler için alternatif senaryolar üretilmiş bir plan... Uçan, kaçan vaatler yok. Büyüme tahminlerinde kademeli toparlanma dikkat çekiyor. Hatta bugüne kadar pek de sık rastlamadığımız 'kötümser senaryo' da çalışılmış durumda... Dünyanın başına belki de 100 yılda bir gelecek pandemi etkisi nedeniyle 2020 ve ilerleyen yıllarda öngörülen büyüme tahminleri revize edilmiş. Kovid-19 salgınının ekonomileri yeniden kapatma olasılığına karşı alternatif tahminlerde de bulunuluyor” ifadelerini kullandı.

Daha önceki hedefler bir yıl ertelenmiş

Sabah yazarı Kerem Alkin, “Türkiye, özellikle 2022'den itibaren dünya ekonomisinde gözlenen 'Yeni Normal' koşullarını 'sürdürülebilir' büyüme ve istihdama en etkili şekilde dönüştüren ekonomi olacak. Bunun yanı sıra, üretim ve ihracatta katma değere dayalı dönüşümü, yerli ve milli teknoloji hamlelerini önceliklendiren bir 'Yeni Ekonomi'nin inşası da hızlanacak. 2022-2023 döneminde etkisini güçlü bir şekilde gösterecek olan 'Yeni Ekonomi'nin inşasının Türkiye'yi hızla 'tam bağımsız milli ekonomi'ye taşımasına birlikte şahit olacağız” dedi.

Yenişafak yazarı Ahmet Ulusoy ise, YEP’i şöyle değerlendirdi“Açıklanan programının temel hedefi aşağı yukarı belli; sürdürülebilir bir ekonomik büyüme, işsizliğin makul seviyelere çekilmesi, iç ve dış ekonomik dengenin sağlanması. Burada başka bir şey daha söylemek lazım: Pandemi kriziyle daha önceki YEP hedefleri adeta bir yıl ertelenmiş bulunuyor. Yine yeni hedeflerde az da olsa olumsuz yönde bir revize yapıldığını görmekteyiz. Şöyle ki; enflasyon ve işsizlik hedefleri 1 yıl önceki YEP’e göre 2020 ve 2021 için 2 puan artırılmış. Büyüme oranları bir yıl gecikmeli olarak korunmuş, cari denge ve bütçe dengesinde de bozulmalar gelecek yıllara yansıtılmış.”