Ekonomist yazar Remzi Özdemir, Türkiye’deki siyasi bölünmüşlüğü ele alıp AK Parti’nin en başarılı olduğu konuyu yazdı. Bir sokak röportajında bir baba ile oğlu AK Parti konusunda ikiye bölündüğüne dikkat çeken Remzi Özdemir, “Baba ve oğul, karpuz gibi ikiye bölünmüş Türkiye. Bir taraftan ekonomik kriz nedeniyle nefes bile alamayan ve artık hem ruh hem beden sağlığını kaybeden bir kesim, diğer taraftan körü körüne bir siyasi partinin söylemlerine kutsal kitap gibi inanan ve sorgulamayan kesim.” dedi.

“Sorun bölünmüşlük” diyen Yeniçağ yazarı Remzi Özdemir, “Oy uğruna bölünen bir ülke. Tahammülsüzlük.” ifadesini yazdı.

Remzi Özdemir, “AKP'nin 20 yılda en başarılı olduğu konu bu bence. Bir ülkeyi karpuz gibi ikiye bölmek! Evet bunu başardı AKP!” dedi.

Remzi Özdemir’in yazısı şöyle:

“Bir sokak röportajında baba ile oğul AKP yüzünden tartışıyor.

Baba 70-75 yaşlarında… oğlu ise 40 yaşlarında.

Hangi partiye oy vereceksiniz sorusuna baba "Tabii ki AKP" diyor ve ekliyor:

"AKP'ye oy vermeyelim de dış güçler ülkemizi işgal mi etsin!"

Oğlu öfke ile müdahale ediyor:

"İyi de baba bu yaşa geldim işsizim ve senin emekli maaşın olmasa kuru ekmeği bile bulamayacağım…"

Baba ve oğul, karpuz gibi ikiye bölünmüş Türkiye.

Bir taraftan ekonomik kriz nedeniyle nefes bile alamayan ve artık hem ruh hem beden sağlığını kaybeden bir kesim, diğer taraftan körü körüne bir siyasi partinin söylemlerine kutsal kitap gibi inanan ve sorgulamayan kesim.

Bu bazen sokak röportajında olduğu gibi aynı aileden de oluyor, eş dosttan ya da mahalleden.

Türkiye, ekonomik krizden daha çok bu ayrışmadan zarar görecek. Elbette Türkiye büyük bir ülke ve ilk iktidar değişikliğinde liyakate önem veren bir iktidar ülkeyi birkaç yıl içinde toparlayacaktır.

Bu süre belki 5 yılı da geçecektir ama düzelecektir.

Sorun bölünmüşlük.

Oy uğruna bölünen bir ülke. Tahammülsüzlük.

30 yıldır tanıştığım çok sevip değer verdiğim iyi ve güzel günlerimizin olduğu bir arkadaşım, Ekonomist Evren Zelyut, yaptığım bir videodan sonra bana cep telefonu ile mesaj attı:

"Dinledim üzüldüm. Biraz da acıdım. Kalpleriniz kararmış, maalesef gözleriniz de görmez olmuş. 20 yılda hiçbir şey yapılmamış demeniz tek kelime ile acınacak bir durumdu."

Bu kadar ağır bir mesajı yazan, dediğim gibi eski bir dostum.

Gerekçesi ise videoda "Son 20 yılda Türkiye'de 1 tane TÜPRAŞ, PETKİM, Ereğli ve İskenderun Demir Çelik Fabrikası gibi büyük bir fabrika yapıldı mı?" diye sormam.

Yanıtı belli!

AKP Türkiye'de işsizliğe çözüm olacak tek bir büyük projeye imza atmadı.

Havaalanı, yollar ve köprüler bu ülkeye katma değer sağlayan, işsizliği çözecek projeler değildir. Elbette ülkenin altyapı projelerine ihtiyaç vardır ama bu kalkıp da 5 müteahhiddi zengin edecek saçma sapan projeler olamaz.

Türkiye'nin bugün yaşadığı sorun üretememesinden kaynaklanıyor.

Türkiye üretmiyor.

Buğday üretmiyor, Rusya'dan alıyor.

Ayçiçeği üretmiyor, Rusya ve Ukrayna'dan alıyor.

Pirinç üretmiyoruz artık. Çin, Rusya, Pakistan, Arjantin, Yunanistan, Hindistan, Ukrayna, ABD, Myanmar ve Bulgaristan gibi ülkelerden pirinç alıyoruz.

Buradan saymakla bitmez, ithal ettiğimiz gıda ürünleri.

Rusya bize buğday vermese fırınlarda ekmek üretecek unumuz olmayacak.

Bir ülke düşünün halkının bir bölümünün bundan haberi yok.

Bunları anlatanı ise ya hain ya Fetocu ilan ediyorlar.

Öyle oldu ki, baba ile öz evladın bile birbirine tahammül edemediği bir hale geldik.

AKP'nin ekonomi politikasını eleştirdiğim için 30 yıllık dostunu acınacak-vicdansız olarak gören sevgili dostuma ve onun gibi düşünen insanlara şunu söylemek istiyorum:

"Bir ülkede bir siyasi parti, eski bir dostun, eski bir dostunun yaptığı bir analizi 'acınacak' olarak yorumlamasına neden oluyor ise, bence gerçek acınacak hâl budur sevgili kardeşim.

İşte bu güzel ülkenin sorunu bu. Bölünmüşlük, hoşgörüsüzlük ve tahammülsüzlük... Bu ekonomiden çok daha önemli."

AKP'nin 20 yılda en başarılı olduğu konu bu bence. Bir ülkeyi karpuz gibi ikiye bölmek!

Evet bunu başardı AKP!”