Sebze ve meyve fiyatlarındaki aşırı pahalılık vatandaşı büyük sıkıntıya sokarken yaşanan ekonomik problemlere karşı devleti yönetenlerin ise israf içinde olduğunu ifade ediliyor.

Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, sebze fiyatlarının pahalılığıyla ilgili önemli bir yazı kaleme aldı.

Tarlada üretilen ürünlerin fiyatlarının düşük olmasına rağmen marketlerdeki raflarda sebze ve meyve fiyatlarının düşmediğini söyleyen Kahveci, "Şu an birçok ürünün hasat zamanı. Hatta bu yıl birçok üründe rekolte oldukça yüksek. Ama raflarda fiyatlar düşmüyor. Ya da tarlada düşen fiyatlar raflarda direncini koruyor. Bunlar artık bildiğimiz sonuçlar. Hatta şu iddialı cümleleri de başta TV5 olmak üzere çok kullandım: “Bundan sonra ülkemizde tarlada ürünler bedava olsa bile raflarda artık belirli fiyatların atına satılamaz" dedi.

Artık ucuzluğun hayal olduğunu ifade eden Kahveci, "Yukarıda yazdığım ürün fiyatlarının yarısını bırakın, 1/3 fiyatına dahi malını satmak için can atan sayısız çiftçi vardır. Ama satamazlar...Çünkü sistem çiftçiye yüksek fiyat imkanı vermiyor. Ama aynı sistem tüketiciye de ucuz ürün alma imkanı vermiyor. Hatta çok daha acı gerçeği söyleyeyim, bu sistemde öyle aracı vs. de kazanmıyor" ifadelerine yer verdi.

"EKONOMİK SİSTEMİN ADI SÜRÜNME SİSTEMİ"

Yazısında tarlada sebze üretimi yapan çok sayıdaki üreticinin, marketlerde pahalı satılan ürünleri 1/3 fiyatına satmak istediğini belirten Kahveci, ürünlerin ucuza satılmasına kurulan ekonomik sistemin engel olduğunu söyledi.

Ürünlerin pahalı olmasının iki temel nedeni olduğunu ifade eden Kahveci, konuya ilişkin şu nedenleri sıraladı:

"1- Özel yollar ve yüksek akaryakıt fiyatları (toplam taşıma maliyeti) artık ürün başına tarla maliyeti ile yarışır oldu.

2- Verimsiz perakende sistemi (ağırlıklı olarak zincir market yoğunluğu) toplam maliyetleri yükselttiği için, devletin kesinti ve vergileriyle birleştiğinde pazarcı dahi ucuza mal satamaz oldu."

Yazısında çiftçinin sık sık süründüğünü dile getiren Kahveci, "Kısaca kurduğumuz sistem bir sürünme sistemi oldu. Fiyatlar yüksek ama kimse kazanamıyor. Çiftçi de sürünüyor, tüketici de... Hatta aracı örgütler bile sürünmek durumunda" şeklindeki ifadeleri kullandı. 

"İTİBARDAN TASARRUF ETMEYEN DEVLET ANLAYIŞI VAR"

Tarımsal üretimdeki büyük yanlışların yanında çalışma hayatında da benzer uygulamaların olduğunu ifade eden Kahveci, "Çalışırken yüksek maliyetler ve verimsiz ekonomik yatırımlar nedeniyle ücretler sürünüyor. Biraz okudun ve yüksek ücret talebin oldu mu devlet maliye politikası ile derhal vergi dilimlerini dayatıyor. Asgari ücretin bile en düşük vergi diliminden yılı tamamlayamadığını gördüğümüzde halimiz nice anlarsınız. Sistem asgari maaşları destekliyor. Asgari ücreti, asgari emekli maaşını, asgari memur maaşını. Asgarinin dışına çıkan yanıyor. Emeklilik sistemimizde öyle. Asgari emekli maaşı için çalış, gerisi boş. Çok çalışıp idare eder bir emekli maaşı hayali kuruyorsanız işiniz zor. Asgari emekli maaşları devletin katkısı ile yasal oranların üzerine çıkartılıyor ama daha üst maaşlar asgari emekli maaşına ancak yetiyor" şeklindeki ifadelere yer verdi.

İşçinin, memurun, çiftçinin büyük bir buhranın içinde olduğunu ifade eden Kahveci, yazısında devleti yönetenlerin ise itibarlarından tasarruf etmediğini söyledi.

Devleti yöneten idarecilerin yoğun bir israf içerinde olduğunu bildiren Kahveci, şu ifadeleri gündeme getirdi:

"İtibardan tasarruf etmeyen DEVLET.

En üstten en alta kadar itibarın en narin örneklerini görebilirsiniz. Belediye başkanının makam araçlarını, rektörlerin makam odalarını, kayyumların özel banyolu odalarını vs.

Orman yangınlarını söndürecek uçak tartışması yapıyoruz ama bir bakanımız Arjantin’den özel uçakla dönüyor. Diğer bakanlarımız Yeni Zelanda’ya özel uçakla gidiyor...

Kısaca itibarımızı son derece titizlikle koruyoruz. Zaten vatandaşta bunu istiyor. Kendisi sürünmeye razı şekilde devletinin itibarının yüksek olmasını tercih ediyor.

KARAR sizin.

İster devletin itibarı ile yetinin;

isterseniz ayağa kalkın.

Siz bilirsiniz."