Dolar kuru, ABD Merkez Bankası FED'in faiz kararı sonrasında yeniden yükselişe geçti. Bu hafta 16 TL bandına dayanan dolar kuru rotasını yeniden 18 TL'ye çevirdi. Aralık ayında 18 TL'ye çıkan dolar kuru, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemiyle 12 TL bandına geri çekilirken, KKM'ye rağmen doların 18 TL'ye doğru yol alması AK Parti'nin ne yapacağına ilişkin soruları gündeme getirdi.

Dünya yazarı ekonomist Alaattin Aktaş bugünkü köşe yazısında AK Parti'nin KKM dışında gerçekleştirebileceği 3 senaryoyu açıkladı. 

Aktaş, ekonomideki durumun daha da kötüleşmesinin önüne geçmek için AK Parti'nin sınırlı da olsa bir kambiyo kontrolünün gündeme getirebileceğini ancak bunun Türkiye'nin finansal anlamda intiharı anlamına geleceğini söyledi.

Alaattin Aktaş 3 senaryoyu şu ifadelerle açıkladı:

"Çıkmaz bir sokakta ilerliyoruz. Manevra yapmak için mesafe de azalıyor, süre de...

 ✔ Ya bir şekilde döviz bulunacak ve kurun yeniden tırmanması önlenerek enflasyonun hiç olmazsa aralıktan itibaren düşmesi sağlanacak.

✔ Ya da döviz bulunamazsa durumun daha da kötüye gideceği dikkate alınarak seçimin öne çekilme ihtimali doğacak.

SEÇENEKLER NE?

İki seçenek var gibi görünüyor:

- Artık maliyeti ne olursa bize nefes aldıracak bir dış kaynak bulunabilirse kurun çok artması önlenir, hatta bir miktar da gerileme sağlanabilirse şahane olur ve seçime kadar idare edilir. Tabii ki tercih edilen budur.

- Dış kaynak bulunamazsa, yerleşikler de yeniden dövize yönelmeye başlarsa, (nitekim bunun işaretleri alınıyor) bu durumda yol zorunlu olarak kısaltılır, yani seçim öne alınabilir. Çünkü her geçen gün artan olumsuzlukla bir yıl sonrasının ekonomik tablosu bugünkünden kötü olacaktır. En az kötü tercih edilir.

Üçüncü bir seçenek daha var mı? Olabilir...

Kur korumalı mevduat barutu bittiğine, yeniden 18’lere ya da daha yukarı çıkacak doları geriletmek için yapılacak pek bir şey kalmadığına, bu düzeydeki kur da özellikle enflasyon yönüyle durumun daha da kötüleşmesine yol açacağına göre, ya yeni bir icat çıkarılır ya da o sevimsiz kavram, yani sınırlı da olsa bir “kambiyo kontrolü” gündeme gelir, böylece özellikle bankada döviz hesabı olanların yüreklerinin pır pır atmasına yol açan o yola başvurulmuş olur.

Yani tasarruf sahibine “Paranın tümünü çekemezsin, şu kadar çekebilirsin” ya da son çare olarak da “Dövizini TL’ye çevirdim” denilir.

FİNANSAL İNTİHAR!

Ancak bu Türkiye’nin finansal anlamda intiharı olur ve bize göre böyle bir yanlışa düşülmez. Düşülmemelidir de!

Bugün tutar “Bankadaki döviz hesabına kısıtlama koydum” derseniz, vatandaşa örtülü biçimde “Ben dövizle mücadelede yenildim” demiş olursunuz ve herkes döviz almaya koşar. O zaman da kambiyo kontrolünü sınırlıdan öteye taşımak gerekir ki böyle bir adım Türkiye’yi dünyadan koparır.

Ayrıca, vatandaşta “Bugün dövize el koyan yarın bankadaki TL tasarrufuma da el koyar” düşüncesi oluşur, bu sefer bankalar TL mevduat çekilişiyle baş edemez olur."

Tekrar edelim:

- Ya bir şekilde dövizin tırmanması önlenecek ve enflasyonun hiç olmazsa aralıktan sonra yönünü aşağı çevirmesi sağlanacak.

- Ya da sandık, işlerin iyice çığırından çıkacağı görülürse “daha az kötü” sayılan bir dönemde önümüze gelecek.