Mektebi Mülkiye devlete insan yetiştirmek için kuruldu. 6 padişah, 12 cumhurbaşkanı, 61 hükümet gördü. Askeri darbelerde dekanı tutuklandı, cezaevine konuldu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, nam-ı diğer Mekteb-i Mülkiye’nin -ya da kısaca Mülkiye’nin- tarihi Türkiye Cumhuriyeti’nin izdüşümüydü.

Mülkiye bugün 160. yılını kutluyor. En azından üniversitenin sitesinde böyle kabul ediliyor. Oysa pek çok kaynakta kuruluş tarihi farklı geçiyor. “4 Aralık 1856’da kuruldu.”, “12 Şubat 1859’da eğitime başladı.”, “Fakültenin yüksekokul olduğu 4 Aralık 1877 tarihi esas alındı.” gibi bilgiler mevcut. Biz Mülkiye’nin kabul ettiği tarihi esas alıyor ve “bürokrat” dendiğinde ilk akla gelen 160 yıllık ruh.

Maksat, devlete insan yetiştirmek Osmanlı Devleti 1839’da Sultan Abdülmecit döneminde Tanzimat Fermanı’yla yüzünü Batı’ya çevirdi. Artık Avrupa ile ilişki kurabilecek, yabancı dil bilen devlet kadrolarına ihtiyaç vardı. Yine aynı sıralarda Batı tipi eyalet modeli benimsendiği için buraların başına geçecek valiler, kaymakamlar yetişmeliydi. Mülkiye işte bu fiziki ihtiyaçlardan ötürü kuruldu.Başta Fatih’teki okulun adı Mekteb-i Fünun-u Mülkiye’ydi. İki senelik okula sınavla giriliyordu. Çeşmeli Mehmet Sırrı Efendi, Mülkiye’nin ilk mezunlarındandı. Preveze Kazası Müdürü olarak atandı ve ilk mülkiyeli idare amiri olarak tarihe geçti.

Önce “Şahane” dedi, sonra müdahale etti. Sultan II. Abdülhamit saltanatının ilk yıllarında Mülkiye’yi destekliyordu. Hatta okul onun zamanında “Mekteb-i Mülkiye-i Şahane” adını almıştı. Padişah öğrencileri teşvik etmek için, burayı derece ile bitirenleri saraya kâtip seçerdi.

Ama 1890’dan itibaren Abdülhamit, muhalif Jön Türk hareketi başlayınca ilk iş, okulun programına müdahale etti. Tarih dersleri azaltıldı, felsefe kaldırıldı. Bunların yerine din dersleri arttırıldı.

1. Meşrutiyet yılları devam ederken, Sultan Abdülhamit’in eklediği “Şahane” ibaresi okulun adından çıkarıldı. Resmi ismi, Mekteb-i Mülkiye’ye çevrildi. Yeni müdür Mehmet Celal Bey, din derslerinin yerine pozitif derslere ağırlık verdi. Yine bu dönemde okulun mezunları Mekteb-i Mülkiye Mezunları İttihat ve Teavün Cemiyeti’ni, öğrenciler de Müdavimin-i Mülkiye Cemiyeti’ni kurdu.

Sonraki yıllar epey zordu. I. Dünya Savaşı’nda yetişmiş kadrolar savaşa gitmişti ve ekonomik sıkıntılar artıyordu. Bu yüzden 1915-1918 döneminde okul kapalı kaldı. Mülkiye, Mondros Mütarekesi’nden hemen sonra açıldığında ise, bir öğrencinin kaleminden duygu dolu mısralar dökülecekti…

3 Kasım 1936’da Haydarpaşa’dan kalkan tren epey kalabalıktı. Üçüncü mevki vagonlarda üç gün süren yolculuktan sonra 500 Mülkiyeli Ankara’ya vardı. Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle okul başkente taşınıyordu. Mimar ve kent plancı Ernst Arnold Egli’ye Cebeci’de modern bir bina yaptırılmıştı. Burası 9. binaları olacaktı. Artık göçebelik bitiyordu. Yalnız tüm kadroyu ikna edememişlerdi.

Sıddık Sami, Hüseyin Rahmi gibi İstanbul’da kalmayı seçen hocaların yerine Hasan Saka, Mahmut Esat Bozkurt gibi dönemin ileri gelen bürokratları da ders vermeye başladı. 

160'ncı yaşın kutlu olsun Mektebi Mülkiye...