ESAM’ın ekol haline gelen Çarşamba Konferansları’nın bu haftaki konuğu Pakistan’ın  Ankara Büyükelçisi Muhammad Syrus Sajjad Qazi oldu. Hindistan ve Pakistan arasında yaşanan gerginlikle ilgili bilgi veren Qazi, Keşmirli liderlerin hapishanelerde olduğuna dikkat çekerek, “Güney Asya’da barışı sağlamak, bölgedeki çatışmaların temel sebeplerine değinmek için cesaret ve dürüstlük gerektirir. Bölgemizdeki bazı ülkeler bu gerçeği en katı biçimiyle ele almadıkça, bölgemiz bir krizden diğerine yuvarlanmaya devam edecektir” diye konuştu.

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin (ESAM) geleneksel hale gelen Çarşamba Konferansları’nın bu haftaki konuğu “Güney Asya’da Barış ve İstikrar” konusuyla Pakistan’ın  Ankara Büyükelçisi Muhammad Syrus Sajjad Qazi oldu. ESAM Konferans Salonu’nda gerçekleşen programa, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, ESAM Genel Başkanı Recai Kutan ile milletvekilleri, bürokratlar ve çok sayıda vatandaş katıldığı görüldü.

 

KEŞMİR SORUNU ÇÖZÜLMEZSE BARIŞ OLMAZ

Büyükelçi Qazi, Güney Asya’da yaşayan yaklaşık 1,5 milyar insanın halen gerçekleşmesi beklenen olası bir çatışmanın gölgesi altında yaşadığını belirterek, “Kolonileşme sonrası alt kıtanın tarihiyle ve Hindistan’daki son siyasi gelişmelere aşina olan birisi için bu bir sürpriz değildir. Bu bölge devamlı olarak savaşın eşiğine gelmiştir ve çözülmemiş Cammu ve Keşmir anlaşmazlığı nedeniyle bu eşiği birkaç kez geçmiştir. Bu anlaşmazlık canlı bir gerçektir ve bu nedenle Cammu ve Keşmir’deki Hint işgali ve Keşmirlilerin kendi kaderlerini belirleme haklarının reddedilmesi de bu gerçekliğe dahildir. Bu anlaşmazlık BM Güvenlik Konseyi kararlarına ve Keşmirlilerin isteklerine göre adil bir şekilde çözülemezse Güney Asya’da barış elde edilemez” ifadelerini kullandı.

CESARET VE DÜRÜSTLÜK GEREKTİRİR  

Hint işgali altındaki Keşmirlilere yapılan baskıların sona erdirilmesi gerektiğinin altını çizen Qazi, şöyle devam etti: “BM, İİT ve diğer insan hakları kuruluşları raporlarının da gösterdiği gibi. Güney Asya’da barışı sağlamak bölgedeki çatışmaların temel sebeplerine değinmek için cesaret ve dürüstlük gerektirir. Bölgemizdeki bazı ülkeler bu gerçeği en katı biçimiyle ele almadıkça, bölgemiz bir krizden diğerine yuvarlanmaya devam edecektir. Bu da iki nükleer silahlı komşu ülkenin düşünmek bile istemediği bir şeydir.”   

SAVAŞ ÇILGINLIĞINDAN FAYDALANMAK İSTİYORLAR

Son dönemlerde Hindistan ve Pakistan arasında oluşan gerilime dikkat çeken Büyükelçi Qazi, iki ülke arasında tırmanan gerilimin Cammu ve Keşmir anlaşmazlığından kaynaklandığını belirterek, “Sadece birkaç hafta sonra yapılacak olan seçimler burada ek bir faktördür. Bu seçim kampanyası aslında özellikle Hindistan’daki Müslümanların ve Keşmirlilerin rahatsız edilmesi ve baskı altına alınması için iyi düzenlenmiş bir stratejinin uygulanmasından ibarettir. Müslümanların sadece inek kestikleri için linç edilmesinden tutun da Keşmirlilerin kendi kaderlerini belirleme haklarını istedikleri için katledilmelerine kadar, bu strateji sadece seçim zaferi için değil ama aynı zamanda Müslümanların büyük oranda rahatsız edilmesi için şövenlikten, yabancı düşmanlığından ve savaş çılgınlığından faydalanma amacını taşımaktadır” diye konuştu.

CEMAAT-İ İSLAMİ’YE MESNETSİZ SUÇLAMALAR YAPILIYOR

“Keşmirli liderler parmaklıkların arkasındadır” diyen Qazi, Hindistan’ın Cemaat-i İslami’ye yönelik mesnetsiz suçlamalarda bulunduğunu  ifade ederek, “Hindistan’daki Müslümanlar korkunun ve ayrımcılığın gölgesi altında yaşamaya devam ediyor. Bu endişeler en son Cenevre’de düzenlenen BM İnsan Hakları Konseyi’nin 40’ıncı oturumunda BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri tarafından açıkça dile getirilmiştir. Nefretin, yabancı düşmanlığının, İslamofobinin ve anti-Pakistancı söylemlerin baskısı altında kazanılan bir seçim bu olumsuz güçlerin yapıtaşları ve tuğlalarıyla örülmüş bir hükümetin kurulmasıyla sonuçlanacaktır. Bu nefret söylemleri Güney Asya’nın geleceği için hiç iyi olmayacaktır” ifadelerini kullandı.

Kaynak; Milli Gazete