Polonya krizi, AB’de derinleşmeye devam ediyor. Küresel düzeyde, stratejik ittifaklardaki ve birliklerdeki ülkelerin hareketliliği artmışken, Türkiye’nin hala AB kapısında beklemeye razı oluşu, kafalarda soru işareti uyandırmaya devam ediyor. Sovyetlerin yıkılmasıyla AB’ye giren Polonya Macaristan’la beraber, İngiltere’nin Brexit’le ayrılmasının şokunu atamayan AB’nin, temellerini sarsmaya devam ediyor. AB kanunlarının bazılarının Polonya ulusal egemenliğine müdahale olarak görülüp, Polonya ulusal anayasasının AB kanunlarının üstünde kabul edilmesi çatışmanın temelini oluşturuyor.

POLONYA’DAN AB’Yİ KÖKÜNDEN SARSAN HAMLELER

Kürtaja sınırlama getirilmesi, basının kontrol edilmesi, iklim değişikliğini reddetme, eşcinsellik karşıtlığını yasallaştırma, göçmen karşıtlığı ve aşı karşıtlığı Polonya’nın AB değerleriyle uyuşmayan ulusal sınırları içindeki uygulamaları olarak tartışma konusu olmaya devam ediyor. Polonya, AB’nin Green New Deal (Çevre Koruma) anlaşmasından çekiliyor bununla beraber kömür madenciliğine ve kömür yakıtıyla çalışan enerji santrallerini kullanmaya devam ediyor.

Polonya hükümeti ve yargısı AB’ye giriş anlaşmasının bazı maddelerine özellikle karşı çıkıyor. Polonya ulusal değerlerinin bu maddeler gereğince zayıflatılıp, AB’ye tam entegre olmamak için çabalıyor. Polonya’nın Macaristan’dan sonraki yakın destekçisi İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Polonya’nın mücadelesini İngiltere'nin Kuzey İrlanda Protokolü mücadelesine benzeterek ulusal anayasal otonominin Brüksel’in emperyal hırslarından önemli olduğunu belirtti.

"...TÜM AVRUPA ÇÖKMEYE BAŞLAYACAK"

AB tarafındaysa, AB yasalarının birliğe girişte ya bütünüyle kabul edildiği ya da hiç kabul edilmeyeceği söyleniyor. Parça parça yasaların kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bunun AB’nin küresel güç olma hedeflerini baltalayacağı söyleniyor. "AB yasaları, üye ülkelerin ulusal yasalarından üstündür" görüşü savunuluyor.

Bilhassa, Avrupa Parlomentosu, Fransa, Hollanda ve Belçika hükümetleri tarafından desteklenen AB Konseyi Başkanı Ursula von der Leyen, Polonya yargısı tarafında verilen kararı eleştirerek, “AB’nin temellerini sorguluyor. Bu Avrupa’nın hukuk düzeninin birliğine doğrudan bir meydan okumadır.” dedi.

Çek Cumhuriyeti AB Komiseri Vera Jourova ise, Polonya'nın tutumuna karşı çıkarak, “AB’nin eşit kurallarına Avrupa’nın her yerinde aynı oranda saygı gösterilmesi ilkesini desteklemezsek, tüm Avrupa çökmeye başlayacak.” dedi.

AB'NİN TEHDİT VE YAPTIRIMLARI YETECEK Mİ?

Varşova’ya 36 milyar Euro değerinde pandemi sonrası iyileşme fonu verecek AB’ye, üye devletlerden yargı krizi sonrası yardımı durdurma çağrısı geliyor. Avrupa Konseyi’nde, Polonya ve Macaristan oy hakkından mahrum bırakılmakla tehdit ediliyor. Avrupa Adalet Mahkemesi, Polonya Yüksek Mahkemesi’ne yargı krizinden dolayı günlük 1 miyon Euro ceza kesiyor. Ayrıca aynı mahkeme, Güney Polonya’daki Turow madenlerindeki çalışmaları durdurmaması ve çevreye verdiği zarar sebebiyle, Polonya’ya, günlük yarım milyon Euro ceza kesiyor.