Evlerimizden çıkamadığımız şu günlerde zamanımızı iyi değerlendirmek ve bunu kendi aleyhimize çevirmek için elimizden geleni yapmalıyız.

Önceden isteyipte “ evde olsaydım yapardım” dediğimiz ne varsa şimdi yapmanın tam zamanı.

Bu biraz zorda olsa 24 saatin 2 saatini parça parçada olsa kendimiz ve yapmak istediklerimiz için ayırabiliriz diye düşünüyorum. İnsanın isteyipte yapamadığı ne var şu hayatta dimi.

Mesela zikrimizi arttırabilir, kendimiz ve çocuklarımız için Kur’an okuma saati yapabiliriz. Sosyal medyada boş boş gezinmek yerine bize faydalı olabilecek sohbetleri, faydalı sayfaları takip edebiliriz. Her gün bir ayet veya hadis öğrenmek için kendimize çok kısa bir zaman ayırabiliriz.

Diyeceğim o ki, biz müslümanlar eğitimli olmaz isek ailemizi eğitemeyiz ve çevremize dinimizi anlatamayız.

Peygamber efendimizin savaşa giderken bazı kişileri eğitim için savaşa götürmediğini biliyoruz.  Sebebi ise savaşta herkesin şehit olup İslam’ı öğretecek kimselerin kalmamasından endişe etmesiydi. Yani sahabelerin çoğunluğu cihada giderken bir kısmı eğitim için yurtlarında evlerinde kalıyorlardı.

Yaş kaç olursa olsun öğrenmekten geri duymayalım. İnanın bizi ayakta tutan bu bilgiler ve bu çabalarımız olacaktır. 

Sosyal medyada yeni Müslüman olan bir yabancının camiye gittiğinde mikrofonu hocadan alıp Fatiha suresini okuduğunu görünce imam bunun sebebini sorar ve aldığı cevap çok manidardır “ ben sadece Fatiha suresini öğrendim. İslam dininde bilen bildiğini öğretsin buyruluyor. Bende bildiğimi insanlara öğretmek için okudum.”

Birazda hayatın gerçekleri var. Mesela el becerilerimizi geliştirebiliriz. Çok isteyipte yine zamanım yok diye yapamadığımız ve bizi mutlu edecek içimizi açacak bir uğraşı bulabiliriz kendimize. Bu dikiş olabilir, örgü olabilir veya çok farklı bir uğraşı olabilir.

Bu saydıklarımı sakın gözünüzde büyütmeyin. İnanın hem çok zamanınızı almayacak hem de sizi mutlu edecek ufak şeyler.

 Şu gerçeği de sakın aklımızdan çıkarmayalım. Evin içinde yaptığımız her şey ama her şey ibadet olarak defterimize geçer. Ev temizliği, yemek yapmak, ev halkının ihtiyaçlarını gidermek, çocuklar ile ilgilenmek aklınıza gelen her şey Müslümanlar için bir ibadet sevabı yazılır inşallah.

Elimizin altındaki interneti faydalı şeylerde kullanmak ve hayatımıza renk katmak bizim elimizde. Hiçbir şey yapamıyorsak bile en azından kulaklığınızı takın açın bir sure, meal veya sohbet iş yaparken dinleyin ve bilgilerinize yeni ve faydalı bilgiler katın.

Hiçbir zorluk önümüze engel olmasın. O engelleri kendi lehimize çevirebiliriz, herkes bunu becerir diye umuyorum.

Televizyonun başında “ bugün vaka sayısı, vefat sayısı nedir diye merakla bekleyip canımızı sıkana kadar ‘bu virüs bize bir imtihandır ‘ gözüyle bakalım yaptığımız hatalarımızdan tövbe edelim ve hayatımıza, eksikleriyle fazlalarıyla yeniden yön vermek bize iyi gelecektir diye düşünüyorum.

Sakın şu hataya düşmeyelim “ben zaten her şeyi biliyorum.” 

Ebu Hanife’nin yanında oturup sohbet eden bir kişinin dikkatini çeken bu büyük âlimin yaptığı şu hareket çok anlamlı ve düşündürücü değil mi sizce de; Gün içinde aynı konuyu soran kişilerin geldiğini ve bunlara her seferinde aynı cevabı verdiği halde her saferinde kitabını açıp “ bu konunun cevabı budur “ diye elindeki kitabı açıp bakan ve her seferinde o kütüphaneden kitabını indirip cevabını arayan o büyük âlim kadar bilgimiz mi var?

Ama yine de biz her şeyi biliyoruz havalarından geçilmeyen insanlar var ve bazen kendimiz bile yapıyoruz bu hatayı.

Hiçbir şey bilmiyormuş gibi yeniden bilgilerimizi tazelemek ve bilgi dağarcığımıza yeni, taze ve faydalı bilgiler katmak ve bunları hayatımıza uygulayabilmek ümidiyle.

SELAMETLE KALIN SELAMETTE OLUN

SABRİYE TÜRKMEN KAYA