Toplum olarak artık yepyeni bir gündemimiz var. 

Hem de öyle bir gündem ki, gözle görülmeyecek kadar küçük olmasına rağmen dünyanın kucağına bırakılmış nur topu gibi bir virüs, Corona virüsü.

"Nur topu" diyorum çünkü; kucağımıza düştüğü andan itibaren onunla yatıyor, onunla kalkıyor, onu düşünmeden bir lokma yiyip içemiyoruz. Fikrimizden bir an uzaklaştığını düşünmek ne mümkün, toplum olarak tam anlamıyla psikopata bağlamış durumdayız. Sanki bugüne kadar hayatımızda ölüm denen bir şey yokmuşta, bu virüs ile birlikte ölüm denen gerçek hayatımıza girmiş gibi adeta psikolojimiz yerlerde sürünüyor ve herkes olmuş bir ayaklı gazete herkesin dilinde bir felaket senaryosu; 
Ne büyük gaflet değilmi?

Zengin ve fakir nasıl eşitlendi değil mi? Herkes market raflarındaki 3 liralık makarnaya kolonyaya nasıl da saldırıyor. Herkes tam anlamıyla canının derdine düşmüş durumda...

Yüksek ücretlerle çocuklarını özel okullara gönderip özel öğretmenler tutan veliler ne oldu? Zenginin de fakirin de çocuğu eşit oldu ve çocuklarınızın derslerini televizyondan takip ediyorsunuz değil mi?
Eyy annesini ziyaret etmeye vakit  bulamayan kardeşim sana ne oldu? anneni ziyaret edemiyor ellerini öpüp koklayamıyorsun değil mi?

Ezan sesini duyduğu zaman camiye cemaate gitmeye zorsunan Müslüman kardeşim Ne oldu? Caminin önünden geçiyor ama kilitli olduğundan giremiyorsun değil mi?

Paranız var, ailenizle çocuklarınızla çıkıp şöyle nezih bir ortamda bir yemek yemiyorsunuz. Lüks arabalarınız ve hatırı sayılır dostlarınız var ama çıkıp bir arada dolaşamıyor zaman geçiremiyorsunuz. 
Akrabalarınızı ziyaret edemiyor sıla'yı rahim yapamıyorsunuz değil mi?

Ne dersiniz, aklımızı başımıza toplamanın vakti gelmedi mi?
Ölüm bize gelmediği sürece hep başkalarına mı uğrayacak sanıyoruz?

Vâkâ bu kadarla kalsa bile Rabbimizin küçücük bir virüs ile hayatımıza ne derece etkili bir müdahale edebildiğinin farkında mısınız..? vs vs vs

Her ne kadar bilim adamları "Corona virüsü insan yapımı değildir,  mikrobik ortamlarda oluşup hayatımıza giren bir virüstür" diye rapor sunsalarda, kanaatimce bu illeti gündemimize bilerek ve isteyerek soktular.
Ve bu virüs dünyayı dizayn etmek isteyen üst akıl denen o gücün dünyayı diz çöktürme ve hatta belki de daha önce de bazı toplum mühendislerinin "Dünya'nın nüfusu çok fazla, bunu kademeli olarak düşürmemiz lazım aksi halde dünya yaşanmaz bir yer haline gelecektir" diyen ve buna bağlı olarak yaşlı nüfusu ortadan kaldırmakla bu İşe başlamayı düşünen gözü dönmüş bir güruhun hasta ruhlu düşüncelerinden başka bir şey değildir.

Ancak her ne sebeple olursa olsun bu seferki virüs diğerlerine göre biraz daha "Adil" zengin fakir ayırt etmiyor. Milyoner Milyarder para babaları topçusu popçusu sanatçısı milletvekilleri bakan bürokrat diplomat Başbakanlar Cumhurbaşkanları Başkanlar, Papa'sı Kraliçe'si vesair hepsi bu çarkın dişlileri arasına girmiş ve birçoğuna bulaşmış durumda. Testleri pozitif çıkanlar zaten dünyaları başlarına yakılmış ecel terleri dökmekte, bulaşmayanlar ise her an kendilerine bulaşacakmış korkusuyla yürekleri ağızlarında çaresizce beklemekteler. 

Yok efendiler yook, Öyle yağma yok, bu korkuyu iliklerinize kadar yaşayacaksınız.

Gelin dünya üzerinde meydana getirdiğiniz tabloya kısaca bir göz atıp konuya bağlayalım.
Dünyanın altını üstüne getirdiniz, Sudan sebeplerle savaşlar çıkararak insanları savaş ve korku ile meşgul edip bütün yeraltı ve yer üstü kaynaklarını çaldınız, Afrika ülkelerinden elmasını uranyumun Proton yamına Ortadoğu ülkelerinin doğalgazını petrolünü çaldınız ve yüzlerce milyon insanı öldürdünüz bir o kadarını sakat, çocukları öksüz ve yetim bıraktınız eyy hırsızlar ve eyy katiller.

Afrika ülkeleri ağırlıklı olmak üzere iliklerine kadar sömürdüğünüz ülkelerde her yıl onbinlerce insan doktorsuzluktan ilaçsızlıktan hastalıklardan ölüyor sıtmadan ölüyor, on binlercesi açlıktan ölüyor ve yine on binlercesi savaşlarda konvansiyonel ve kimyasal, ama yine sizin barış için! ürettiğiniz silahlarla öldürülüyor, fakat bütün bu yaşananlar gündem olmuyordu. Neden? Çünkü onlar, üzerlerine bir miktar ilaç atılıp telef edilmesi gereken mahluklardan! başka bir şey ifade etmiyordu sizin dünyanızda.

Henüz virüs kaynaklı 15 bin kişinin ölmüş olmasına rağmen neden dünyayı ayağa kaldırdınız?
Çünkü bu coronavirüs sınıf ayırmadı değil mi? Her eve girdi. 
Ne oldu çok mu korktunuz? onca zaman biriktirdiğiniz varlıklarınız yatlarınız katlarınız ve onca serveti geride bırakıp gideceksiniz diye çok mu korktunuz?
Dünyanın büyük bir bölümü açlık ile kıvranırken siz gözünüzden sakındığınız servetinizi dünyada bırakacaksınız diye çok mu korktunuz..?

Ne oldu güçlüler, güçlü olduğunu iddia edenler, güçlerini mazlumlar üzerinde deneyenler, onları hor görenler, tepeden bakanlar, kendini ölümsüz bir varlık gibi görenler, eyy ilahlık taslayan sümüklü böcekler nereye kaçıyorsunuz..?

Hani derler ya Tarih tekerrürden ibarettir. İngiltere kraliçesi virüsün kendine de buluşacağı korkusuyla kendini kaleye kapatmış. Aklıma Nemrut geldi. Tacına tahtına güvenip ilahlık taslayan Nemrut. Oda korkudan kendini öyle korunaklı bir kaleye kapatmıştı. Ancak küçücük bir sinek geldi ve onun ölümüne sebep oldu. 
Ne kadar da benziyor kaderleriniz değil mi? mikroskopla ancak görülebilen bir bakteri, bir virüs devlet başkanlarının Kralların ve Kraliçelerin ne kadar aciz olduklarını, ölümden ne kadar korktuklarını nasıl da ortaya koydu değil mi?

Ama yok öyle kaçmak, öyle yağma yook. Bugüne kadar yaptıklarımızın bedelini ödeyeceksiniz hem sizler ödeyeceksiniz hem de size doğrudan ve dolaylı yoldan destek olan herkes ödeyecek.
Kıyıya vuran bedenlerin hesabını ödeyeceksiniz, Ortadoğu ülkelerinin yeraltı kaynaklarını sömürürken onları açlığa mahkum etmenin hesabını ödeyeceksiniz, basit gerekçelerle ülkeleri işgal edip milyon milyon insan öldürmenin hesabını ödeyeceksiniz...

O kadar zulüm ettiniz, O kadar mazlumun ahını aldınız ki, sizin bu çöküşünüzü, ruhen ve bedenen, madden ve manen bu yok oluşunuzu izlerken "İLAHİ ADALET" diyecek, zerre kadar üzülmeyeceğiz ve emin olun zerre kadar canımız yanmayacak.