Karar Gazetesi yazarı İbrahim Kahveci Türkiye'de emeklilik sisteminin çöktüğünü ifade ederken bu gidişle emekli maaşlarının ödemenin zorlaşacağını öne sürdü.

Emekli maaşları 2008 yılına kadar asgari ücretin bir buçuk katı idi.

Yani, asgari ücret 17 bin TL olduğuna göre, an itibariyle emekli maaşının da en düşük 25 bin TL olması gerekiyor.

Ancak 2008 yılında yapılan katsayı değişikliği ile emekli maaşları düşürüldü.

Günümüzde en düşük emekli maaşı 12.500 TL.

Avrupa’da emekli maaşları neden yüksek? Ülkemizde neden düşük?

Peki, ama bundan sonra nasıl bir süreç yaşanacak, emeklilik sisteminde?

Karar Gazetesi yazarı İbrahim Kahveci işte tüm bu soruların cevabını verdi,

Mutfakta Yangın Var: 'Sebze Fiyatları Yıllık Yüzde 203 Arttı' Mutfakta Yangın Var: 'Sebze Fiyatları Yıllık Yüzde 203 Arttı'

İşte o satırlar; 

“Bu yılın ilk 7 ayında Türkiye’de toplam 4/a kapsamında çalı-şanlar aylık ortalama 26.837 li¬ra net maaş aldılar.
Bu maaşın işverene aylık mali¬yeti ise 40.688 lira oldu. Her bir çalışan aylık olarak -işveren ve iş¬çi payı olarak- SGK’ya 10.215 li¬ra prim ödediler.
Evet, ülkemizde şu anda 1 iş¬çinin SGK’ya ödediği aylık prim 10.215 TL. SGK verilerine göre her 100 liralık primin 26,5 lirası ise sağlığa harcanıyor. Geriye emeklilik maaşı için aylık 7.508 lira kalıyor.
Türkiye’de herkes emeklilik sistemini savunuyor ama sistem çökmenin ötesinde bir yıkım ya¬şıyor.
Savunulan görüşe göre siste¬min düzeltilmesine gerek yok; sa¬dece Hazine’den biraz daha fazla kaynak aktarılsın… Bu yani.
Gelin biz sadece rakamlarla ko¬nuşalım:
Avrupa’da haftalık çalışma sü¬resi 36,4 saat. Yani orada yılda 1.893 saat çalışılıyor. Ortalama 43 yıl çalışıldığına göre bir kişi yaklaşık olarak 81.400 saat çalı¬şıp emekli oluyor.
Bizde durum ne?
Türkiye’de haftalık ortala¬ma çalışma süresi 43,1 saat. Ya¬ni bizler yılda 2.241 saat çalışıyo¬ruz. Türkiye, Avrupa’ya göre yılda 2,7 ay fazla çalışılıyor.
Buna göre Türkiye’de bir çalı¬şan Avrupa’daki gibi çalışma sü¬resinde emekli olması için 36,3 yıl çalışması gerekiyor.
Avrupa’da 43 yıl çalışanın çalışma süresinin Türkiye’de¬ki karşılığı 36,3 yıl.
Gelelim ne kadar ömrümüz ol¬duğuna…
Türkiye’de 30 yaşındaki bir ki¬şinin beklenen yaşam süresi 79,1 yıl. Bu ortalama ömrü ifade edi¬yor. Eğer 50 yaşında isen ortala¬ma ömür 80,1 yıla çıkıyor.
EYT’lilerin emeklilik yaşı
SGK verilerine göre 4/a kap¬samında yer alan 10,5 milyon emeklinin ortalama yaşı 59,8…
EYT etkisi ile 2023 yı¬lında emekli olanların yaş ortalaması ise 47,8…
İnanılır gibi değil… Geçen yıl 1 milyon 924 bin kişi 47,8 yaşında emekli olmuş.
Diyelim ki bu çalışan¬lar 18 yaşında işe girdi ve 48 yaşında emekli oldu-lar. Yani yaklaşık olarak 30 yıl çalıştırlar. (10.950 prim günü, bu sayı en iyimser se¬naryo)Türkiye’de ortalama çalış¬ma süresine göre 30 yıl çalışmak 67.230 saat ediyor. Oysa Avru¬pa’da 81.400 saat çalışılıyor.
Bakınız sadece yaş olarak bakarsak Avrupa’dan yakla¬şık 15-17 yıl önce erken emekli oluyoruz. Bir de çalışma saati¬ne bakarsak orada bile Avru¬pa’dan 6,3 yıl erken emekli ol¬muş oluyoruz.
Şu notu da ekleyelim: Mesela Bağ-Kur, tarımda 65,9; memur¬lukta ise emeklilerin ortalama yaşı 64,8… Biri 48 biri 66 yaşında emekli oluyor. Böyle ayrımcılık olur mu?
Acaba neden sigortalılıkta bu kadar derin farklar açıyoruz? Hiç anlamış değiliz.
Gelelim tekrar asıl konuya…
Avrupa’da ortalama ömür 82 yıl...
Avrupa’da emekli olanlar (65 yaşa göre) ortalama 17 yıl emekli maaşı alıyorlar.
Gelelim bize… 2023’de EYT ile emekli olanlar en az 30 yıl ortala¬ma olarak emekli maaşı alacaklar.
Hesabı tekrar yapalım:
Bizler çalışma süresini dik¬kate aldığımızda Avrupa’ya gö¬re ortalama 36 yıl çalışmamız gerekirken 30 yıl çalışıyoruz. Avrupa’daki emekliler 17 yıl maaş alırken bizler 30 yıl maaş alıyoruz.
Ve diyoruz ki, “Avrupalı emekliler geziyor biz niye ge¬zemiyoruz”. Evet, sorunun ce¬vabı belli erken emeklilikten.
Matematik ne diyor?
Bu işler matematik işi olduğu için matematik üzerinden gide¬rek hesap yapalım.
Ayda 10.215 TL SGK ödeme¬si yapıyoruz ve emekli olduk¬tan sonra da 30 yıl aynı parayı geri alacağız. İyi ama buradan sağlık giderlerine ödenene pa¬yı da düşmemiz gerekiyor. Geri¬ye emekli maaşı olarak 7.508 lira kalıyor. (aylık sağlık gideri kişi başına 2.707 lira)
Bunu şimdi biraz daha radikal¬leştirelim:
25 yıl çalışarak 9 bin 125 prim günü ödeyeni düşünelim. 18 ya¬şında işe girip 43 yaşında emek¬li oluyor. Bu kişi normalde tam 36 yıl emekli maaşı alacak… Bakın asgari ücretli demiyorum, ortala¬ma ücretli bile olsa emekli maaşı 5.213 lira olur.
Türkiye’de normal emeklilik¬te ödenen prime göre ortalama emeklilik maaşı işte bu rakamdır. Ama şu anda SGK’nın ödediği or¬talama maaş (emekli+dul+yetim) dahil 15.000 lira… Kısaca emek¬lilik sistemimiz gelecek kuşak¬ların paraları ile ayakta duruyor. Evlatlarımızın parasını yiyoruz.
Ya gelecek
Türkiye’de kadın başına do¬ğum oranı 1,51… Daha birkaç yıl önce Avrupa’da en iyiyken şimdi ortalara düştük. Ve çok hızlı şe¬kilde doğumlar düşüyor.
Bunun anlamı şu: Geriden ço¬cuk gelmiyor. Ama yaşlı nüfus çok hızlı artıyor.
Yarın ne olacak? Hadi bugünü kurtardık ama yarınımız ne ola¬cak?
Çalışacak nüfus çok az ve emekli olanlar çok fazla.
0-5 yaş nüfus 2018-2023 ara¬sında tam olarak 1 milyon 173 bin kişi azalırken 65+ yaş nü¬fus 1 milyon 537 bin kişi art¬mıştır.
Bu çocukları kim düşünü¬yor... Gerçekten yarın bize emekli maaşı verecek kim¬ler olacak ki?
48 yaşında insanları emekli edip evlatlarımıza nasıl bir ge¬lecek aktarmış oluyoruz?
Sorun sistemde
Bu konu o kadar derin ana¬liz istiyor ki, sloganla yürütü¬lecek bir mesele değil. Rakam ve matematik ile gelecek ana¬lizi işin içinde olmalıdır.
Mesela 2024 yılında Hazi¬ne’den SGK’ya aktarılacak kaynak tam 45 milyar dolar olacak…
Oysa bazı uzmanlar SGK primlerle kendine yetiyor di¬yor. Evet, yanlış duymadınız… 45 milyar dolar açığa rağ¬men açık yok diyorlar…
Hazine’den 45 milyar dola¬rı kimler için aktarıyoruz? 48 yaşında emekliler için… Bir insan bu yaşta bu kadar para¬yı yer mi?
Önceki gün 79 yaşında bir yaşlımız inşaattan düşerek öldü. Yazık değil mi?
Çalıştıkça maaşın arttığı bir sistemi kurmak bu kadar zor mu? Neden herkes emekli ol¬sun diye bir sistem kurarsınız ki? Neden sistemi savunmak yerine gerçek emeklilerin iyi bir maaş alacakları düzeni sa¬vunmazsınız?
Evlatlarını kurban eden bir toplum olur mu? Ya da bunu göremeyenler…
Nasıl bir sistem?
Peki, bu iş nasıl olmalı?
Bakınız Özgür Erdursun nele¬re dikkat çekiyor: Prim ödeme¬niz Bağ-kur veya Emekli Sandı¬ğı mı olacak yoksa SSK’mı ola¬cak. Çünkü hangi sandığa prim ödemeniz önemli. Emekli olunca maaşlar çok fark ediyor.
Veya diyor ki, erkekse Bağ-Kur¬dan şu kadar daha çok çalışır, ya da kadınsa şu kadar daha çok ça¬lışır gibi…
Bir başka konu da enflasyon döneminde emekli olursa daha çok kazanır, enflasyon düşerse daha az emekli maaşı alır…
Bakınız böyle bir sistem ola¬maz. Bu saçma bir sistem.
Oysa formül çok basit:
Ne kadar prim ödedin=Ne kadar maaş alacaksın
Formül bu.
Bu formülün alt detayları da olacaktır. Mesela ödenen prime devlet katkısı kesinlikle gereki¬yor. İşte o devlet katkısını daha uzun süre çalışmayı teşvik etmek için 45’li yaşlardan sonra her yıl bir ekleme daha yapılarak artırı¬lır. Bu sayede insanlar uzun çalı¬şır ve emekli olduklarında da sü¬rünmezler.
İkinci alt detay ise “Ne kadar maaş alınacağıdır”
Kesinlikle ve kesinlikle emek¬lilikte ortalama ömre göre emekli maaşı alınacağı süre hesaba katılmalıdır.
Mesela 45 yaşında birisi emek¬li olduğunda ödediği primi dik¬kate alırken bu kişinin yaklaşık 35 yıl emekli maaşı alacağı dik¬kate alınmalıdır. (İŞTE BU DE¬TAY ŞU ANDA BİZİM SİSTEM¬DE YOK)
Bugün EYT ile emekliler ol¬dukça yüksek maaş alırken ileri yaşlardaki gerçek emekliler ade¬ta sürünüyor.
Eğer emeklilik sistemine bakı¬lacaksa, emeklilerin primlerine göre kaç yıl emekli maaşı alacak¬ları da hesaba katılmalıdır.
2003-2024 yıllarında
623 milyar dolar açık vermiş bir sistem emeklilik sistemi ola¬maz… Evlatlarımız için bu siste¬mi değiştirmeliyiz. Başka çaresi yok…”

Kaynak: Karar

Editör: Ahmet Kacır