Yerel seçim sürecini geride bıraktık, başlıkta süreci üç kelime ile özetlemeye çalıştım.

İktidarın beka söylemini ön plana çıkarttığı ve muhalefeti terör işbirlikçisi ilan etmek üzerine inşa ettiği bir seçim stratejisi izledi.

Muhalefetin ise bu iddialara karşı kendini savunma çabası ve gayretinden ortaya çıkan bir seçim dönemi yaşadı.

İktidarın özellikle Sayın Erdoğan'ı ön planda tuttuğu ve beka söylemi ile yürüttüğü çalışmalarda yerel odaklı projeleri neredeyse hiç konuşmadığı bir yerel seçim geçirmiş oldu.

Muhalefetin kendine atılı iddialardan sıyrılmaya çalışırken daha sakin ve ılımlı bir dil kullandığı genelde ekonomik sıkıntıları işlediği fakat bunlarla uğraşırken yine yerel projelerin gölgede kaldığı bir yerel seçim geçirmiş oldu.

Sonuç olarak yerel yöneticileri seçtiğimiz ancak yerel sorunları ve çözümlerinin neredeyse hiç konuşulamadığı bir seçimi geride bıraktık.

Şüphesiz seçim sonuçlarının en ön planda kalanı İstanbul ve Ankara sonuçları oldu.

İmamoğlu'na ayrı bir pencere açmak gerekli, sakinliği uzlaşmacı ve içten tavırları ile kesinlikle seçimin Türk siyasetine önemli bir kazanımı oldu.

Bu satırları yazarken henüz YSK itiraz edilen sandık sayımlarını bitirebilmiş değildi, o yüzden önde olsa da sonu nereye varacak bilemiyoruz ancak kesinlikle Ekrem İmamoğlu ismini artık Ülkemiz çokça duyacağı kesin.

CHP seçmeninin önümüzdeki dönemde Ekrem İmamoğlu ismini belki de genel başkan olarak telaffuz etmeye başlaması şaşırtıcı olmaz.

Enerjisi yüksek sakin ve uzlaşmacı görüntüsü ve en önemlisi de CHP için yıllardır söylenen halktan kopuk parti görüntüsünü silebilecek tam da halkın içinden biri izlenimini verdi ve bunu yaparken de yapmacık değil samimi olduğunu herkese hissettirdi.

Seçimin kazananı olarak çıktı eğer sayımlarda bir değişme olmaz ise, ben olacağına ihtimal vermiyorum olsa da İstanbullunun başta olmak üzere Türkiye'nin gözünde kazanan ve olumlu imajı net olarak ortada bir isim haline geldi.

Ankara'da aslında beklenen oldu ithal ve şaibeli görüntüsü ile Özhaseki kendi seçmeninin de gönlüne tam olarak yatmamıştı.

Mansur Yavaşın yılardır Ankara'da tanınırlılığı ve beklentileri yüksek tutması ile Ankaralıya tanıdık bir isim olmanın avantajı ile girdiği seçimimin kazananı oldu.

Sonuç olarak 94 seçimlerinde rahmetli Erbakan hocanın çalışmaları ve gayretleri ile soldan alınan İstanbul ve Ankara daha sonrasında Ak Partinin yerel ve genel hataları sonucu 25 yıl sonra yeniden sola geçmiş oldu.

Önemli olan hangi görüşte olduğundan çok yerelde o bölgede yaşayanların vergilerinin kendilerine doğru hizmetler olarak verilebilmesi, bunu başaran Tunceli örneğinde olduğu gibi.

Umarım ülkemizin yerel seçimlerde şehirlerinin sorun ve çözümlerinin konuşulması yerine hakaretlerin, iftiraların havalarda uçtuğu son seçim olmuştur.

Çünkü bu söylemlerin ters sonuçları halka yansımakta ve kardeşin, kardeşe babanın, oğluna düşman gibi baktığı bir ortam oluşmakta.

Bunun acıları da maalesef Pötürge'de olduğu gibi canlara mal olmakta.

Tekrar görevi başında zalimce bir tavır sonucu, hayatını kaybeden Saadet Partili sandık müşahitlerine Allahtan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun.