Bize Ne Oldu!

Toplumsal olarak benimsediğimiz ve bizim hayatımızı düzene koyan din, örf ve adetlerimizin yavaş yavaş yozlaştığı şu günlerde değerlerinin farkında olanlar için oldukça büyük bir kaybın hüznü ile iç içedir.

Neden derseniz çünkü; değerlerinin farkında olan insanlar toplumun en sağlam yapı taşıdır. Toplumu ayakta tutan örf ve adetler, dini kurallar, ahlak kuralları farkındalık sahibi toplum fertlerinin omuzlarında taşınır ve toplumun ummin sisteminin oluşturur.

Medya olarak ilk televizyon ile başlayan bu iletişim araçları yerini yavaş yavaş sosyal medyaya bıraktı. Deccaliyet sistemi bir sekilde bir ağ örmek istiyordu ve zamanla sosyal medya platformları onların en güzel tezgahları oldu. İstedikleri duygu, düşünce, din ve ahlak dışı davranışları kolayca sergileyip kişileri bağlı bulunduğu mecra, din, kültür uzaklaştırıp ve yozlaşmış kitlelerdi hayalleri! Çünkü bir insanı en kolay şekilde ele geçirmenin yolu onlara sahte haz kaynağı oluşturup bulunduğu alandan yavaş yavaş uzaklaştırıp bağlı bulunduğu enerji alanından koparmak kolayca oltaya düşürmek için oldukça cazipti...

Son günlerde içimi acıtan iki olaya şahit oldum; biri Kuranı Kerimi tekmeleyen gençler ve bir diğeri de bir erkeğin kucağında doğurduğunu iddia ettiği çocuk!

Biz nasıl geldik bu hallere bize ne oldu ! Ekmeği yerde bulduğumuzda üç kere öpüp başımıza koyup yukarı kaldırırdık böyle büyütülmüş çocuklar şimdi ne hale geldi!

Allahım el eman sen bizlere acı merhamet et! Sen bizleri azabından koru! Sen bu kardeşimize hulusi bir kalp bahşet!

Şeytanin sistem zil takıp oynasın! Hepsini başarılı bir şekilde yapıyor ve bizim saf derunu insanlarımız ise hala tiktoklarda meşhur olma çabası içinde cebelleşip dursun! Dini, toplumu elinden gidiyor umrundamı! O sadece geçici hazzın peşinden koşsun!

Bizler toplum gelenek ve göreneklerini dini vecibelerimizi flulaştırdıkça şerefsiz ve haysiyetsiz bir topluma dönüşürüz. Temel görevimiz olan dini ve ahlaki değerlerimize sahip çıkmak bizden sonraki nesle emaneti yerine tam teslim etmektir. Bizler bize taşıyanlar olmasaydı şimdi kimbilir hangi hallerde olurduk. O nedenle çocuklarımızı ruhsal olarak aç bırakmayalım. Aç bıraktığımız çocuklar başka dinlerin ve başka kültürlerin ağına düşüp onları kaybedebiliriz. Çünkü şu günlerde deizm ve satanizm gençlerimizi ele geçirmek için fırsat kollamaktadır.

İlk egitim alanımız olan ailemizde sünnet olan davranışları çocuklarımıza öğretirsek, dinimizi ve örf adetlerimizin önemini vurgularsak çocuklarımız kolaylıkla çıkması zor olur elimizden. 

Japonlara baktığımızda örf ve adetlerine o kadar sıkı sıkıya tutunduklarını görürüz. Neden çünkü onlar insan bozulursa toplum bozulur düsturunu biliyorlar. Bir toplumu yok etmenin en kolay yolu o toplumu yozlaştırıp dinindende soğutmaktır. 

 Derin bir uykuda olduğumuz ve gitgide kan kaybettiğimiz bu günlerde Allah sonumuzu hayretsin!

Sevgiyle ve huzurla kalın sevgili okurlar...

Aslı Soylu