İstanbul sözleşmesini okudum.

Avrupa Birliği aşkına büyüklerimizin kabul ettiği sözleşme.

Hani 2014 yılında yürürlüğe girmiş olan sözleşme.

Halen yürülükte olan bir sözleşmeden bahsediyorum. Uluslararası olduğu için anayasamızın ve yasalarımızın bile üstünde, öncelikle uygulanması gereken sözleşme.

Düşündükçe uykularım kaçtı. 

Bu sözleşme yürürlükte olduğuna göre şunları bir düşünelim.

Diyelim ki bir aile var:

E- Evin Erkeği

K-Evin kadını

Ç-Evin çocukları

Diğer taraftan da şu şahıslar toplumda var olan kişiler:

O-Erkek avcısı bir kadın

N-Nonoşluğu tercih etmiş birisi

Z-Kadın avcısı bir erkek

L-Farklı zevkleri olan bir kadın.

Aile gül gibi geçinip gidiyorken, E’nin azgınlığı tuttu. Sık sık O’ya gidiyor. Hatta O bazen eve geliyor. Hatta ve hatta evde yatıya kalıyor. Daha ileri de gidiyor, çok zamanını bu evde geçiriyor. Bununla da yetinmeyen E, eve N’yi de alıyor, uzun uzun baş başa sohbetler (!) ediyorlar.

Bu durumda K ve Ç şiddetle tepki gösteriyorlar. Evi onlara zindan ediyorlar. 

Hayır, böyle bir şey olamaz. Ne tepki gösterebilirler, ne şiddete başvurabilirler. Bu durumları Toplumsal Cinsiyet Eşitliği olarak kabul edecek, kuzu kuzu o evde yaşamaya devam edecekler.

Çünkü İstanbul sözleşmesi yürürlükte. 

E, O ve N devlet koruması altındadır.

Başka bir durum:

Gül gibi geçinip giderlerken K’nın canı hayatını renklendirmek istedi. 

Sık sık Z’yi ziyarete gitmeye, hatta onu eve çağırıp muhabbet etmeye başladı. Hatta Z evde yatıya da kalıyor.

Bununla da yetinmeyen K, L isimli bir kişi ile de gezip tozmaya, evinde misafir olmaya, hatta onu evine yatıya kabul etmeye başladı. Bu yatılılık olayı bazen günler, aylar da sürebiliyor.

Bu durumda E ve Ç kıyameti koparır, bu durumu asla kabul etmezler, ellerinden ne gelirse bu olayı önlemek için şiddete bile başvurmaya kalkarlar.

Hayır, asla bunları yapamazlar. Kabullenmek zorundadırlar. Çünkü hem K, hem de Z ve L devletin koruması altındadır. Kılına dokunamazlar. 

Çünkü anlı şanlı devlet büyüklerimiz İstanbul Sözleşmesini imza edip yürürlüğe sokmuşlar. Bunlar artık suç değil. Hatırlayın aynı devlet büyüklerimiz tarafından zina da suç olmaktan çıkarılmıştı.

Yazı uzamış olmasaydı Ç’yi de devreye sokup, “ensest” olayları da kurgulayacaktım.

Ama hem yazı uzar, hem de okuyucularım bana kızabilir.

Ne olur bana kızmayın.

Zaten uykularım kaçtı, uyuyamadım.

Ekrem Şama

...