ALS HASTASI YASİN ASMA'YA...

"IZDIRABIN RENGİNİ SOR BANA"

Hiç denediniz mi onunla empati kurmayı,

Bir an olsun onun yerinde olabileceğiniz gerçeğini

hiç hayal ettiniz mi?

Düşünebiliyor musunuz?

Bizler sahip olduğumuz nimetlerin farkında olmadan her türlü işimizi ihtiyacımızı en hızlı şekilde görme çabası içerisinde iken,

ALS hastası Yasin ASMA’nın en hayati, en elzem ihtiyaçlarını dahi birilerinin yardımı olmadan karşılayamayan ve geçmişte yaşadığı güzel günleri, anıları düşünerek yazdığı bir şiirde “Ey Kadir Rabbim zamanı geri alabilir misin benim için, Abim ile kartopu oynamak istiyorum” derken içerisinde kopan fırtınayı ve yüreğinde dinmeyen özlem ve umudu bir nebze olsun hissedebiliyor musun?

Bir süre önce, konuşma yetisini henüz kaybetmediği bir dönemde ALS hastalığına dikkat çekmek için katıldığı bir televizyon programında özlemlerini anlatırken,

• Dükkanıma gitmeyeli uzun zaman oldu

• Dükkanım özlemiştir biliyorum

• Sarı duvarlarım özlemiştir

• Koltuğum özlemiş beni

• Raflarım özlemiştir

• Montaj yapmayı özledim

• Gömleğimi iliklemeyi özledim,

• Yürürken ayakkabınıza bir çakıl taşı girer ya yüksek bir yere yaslanıp ayakkabımın içerisindeki çakıl taşını çıkarıp atarak ayakkabımı tekrar giyerek yoluma devam etmeyi özledim

• Saçımı taramayı özledim

• Dişlerimi fırçalamayı özledim

• İşte özlem dolu bir hayat içerisindeyim alışmaya çalışıyorum”

derken içerisinde kopan fırtınaları ne derece hissedebildik.

ALS teşhisi konulduğundan bu yana kademe kademe vücudunun bütün hareket faaliyetlerini kaybeden, yemek yiyemeyen, su içemeyen, koku alamayan, gülemeyen ve hatta ne kadar acı çekerse çeksin ağlayamayan, uyuyamayan, solunum cihazı olmadan nefes dahi alamayan, bütün ihtiyaçları cefakâr, vefakâr ve fedakâr ailesi tarafından görülen ve gözlerinden başka hiçbir uzvunu hareket ettiremeyen evladının bu durumu karşısında bir annenin günden güne nasıl eridiğini tahayyül edebiliyor musun?

Bir defasında bizzat ziyaretinde bulunup bu güzide insan ile tanışma bahtiyarlığına eriştikten sonra, 2014 yılında yazmış olduğu ve okurken (mübalağa etmiyorum) içerimde bir şeylerin liğme liğme doğrandığını hissettiren, göz pınarlarıma engel olamadığım ve sizlerle paylaşmak istediğim, kendi yazdığı bu şiir'in kendisinin ve benzeri binlerce ALS hastasının durumunu toplumun anlayabilmesi ve farkındalığın oluşması adına çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.

Hangimiz onun durumunu ondan daha iyi ifade edebiliriz ki?

“IZDIRABIN RENGİNİ SOR BANA” diyor Yasin Ağabey.

*   *   *

IZDIRÂBIN RENGİNİ SOR BANA

“Hangi yemeğin daha lezzetli olduğunu sorma bana.!

Hangi otomobilin daha konforlu olduğunu.!

Hangi muhitteki evin daha ferah olduğunuda sorma!

Hangi tabelanın işleri büyüteceğini

Hangi şehrin daha yaşanır olduğunuda

Hangi zenaatın getirisi olduğunu sorma bana.!

Hangi takımı tuttuğumu sorma.!

Döşeme renginin aracının renginemi yoksa montunun renginemi uyarlaman gerektiğini sorma bana.!

Bana hangi kanepenin insana daha az battığını sor MİR’im.!

Hangi çayın ‘tavşan kanı’ olduğunu  sor.!

Hangi kitabın insanı adam yaptığını sor

Hangi sigaranın kafa yaptığını sor dostum.

Hangi tesbihin hoş ses çıkardığını,

Kehribarı sor bana.!

Duvarların kokusunu sor bana MİR’im

Acının, ızdırabın rengini.!

Hangi sohbetin içten olduğunu sor azizim

Hangi hastalığın insana güç verdiğini sor

Hangi tekerlekli sandalyenin marka olduğunu sor evlaat.!

Hangi merdivenin daha az inlettiğini sor.

Hangi camın dışarıyı iyi gösterdiğini sor bana.!

Isıran sineği kovamayışının

ızdırabını sor bana.!

Hangi sineğin kaç dakikada doyup ve seni ne kadar emdikten sonra bırakacağını sor keke.!

Kötü görünmesin diye hareketsizlikten

Şişmiş ayaklarını battaniye altına gizleyip,

Hangi misafirin Hâleti ruhiyesinden

kaç dakika sonra kalkacağını sor bana miro.!

Boğazın düğümlenip ansızın içeriye biri girdiğinde öksürük numarasıyla onu nasıl kandıracağını sor.!

Tahlillerde çıkmaz o,

beni hekime değil beni bana sor daye.!

Hekim dediğin neki dostum

bana gel bana”…

Yasin Asma.

Yazdığı Şiirin dili yoğun bir hüzün kokmasına rağmen Hayır ve şerrin Rabbinden geldiğinden O kadar emin ki,

bütün bu sıkıntılara, uzun ve sancılı bu sürece rağmen aile efrâdının onun etrafında pervane olduğunu, Yasin Asma ağabeyimin kendisinin ve ailesinin mütevekkil duruşlarından zerre kadar ödün vermeden bu ağır musibete göğüs gerdiklerini görmek beni ayrıca şaşırttı ve mutlu etti.

Ziyaretimizin neticesinde Adeta

Sahip olduğumuz bütün imkanlara rağmen zaman zaman umutsuzluğa düşen bizlere sorumluluklarımızı hatırlatan umut ışığı oldu, şükürsüzlüğümden utandım!

Dînim keşke demeye müsaade ediyor olsaydı, tam da burada bu noktada keşke demeyi ne kadar çok isterdim; keşke, keşke Yasin ağabeyim ile çok daha önceden tanışabilseydim, keşke onun bu engin mütevekkil dünyasından daha fazla istifade edebilseydim.

Keşke.

Mekanın cennet olsun Yasin ağabey, efendimize komşu olasın