"Dünyada her şeyi bir gün acı ile kaybetmek için kazanırız." Akp 17 yıllık kazanımlarını tarifi zor bir acıyla, hızlı bir şekilde kaybetmeye başladı. Bu gidişatın negatif çizgiden kurtulması için, Akp'nin duygusallığı bir kenara itip, sorgulama refleksini kin ve nefretten uzak bir bilinçle harekete geçirmesi gerekir. Akp kendisi için yapacağı öz eleştiride, belirteceğim maddelerin farkındalığında olması, kendi geleceği açısından önemlidir.

1) Var olan ekonomik sıkıntılar, şimdilik AKP tabanının %5 ine dokundu. Bu ekonomik yorgunluğun bitkin halini, bir şekilde tabanın %95 i henüz hissetmiş değil. Yangın AKP tabanının cebine tam anlamıyla ulaştığı vakit, ne dava adamlığı kalır ne de beka... Akp seçimin olmadığı 4,5 yılı fırsata çevirip, ekonominin bekasını kurtaramazsa, gireceği ilk seçimde yıkımı iliklerine kadar yaşayacaktır.

2) Devletler devamlılığını hukuk ve adalet sisteminin gücünden alarak sağlayabilirler. Maalesef Akp bu değerleri oldukça zedelemesiyle, hem içte, hem de dışta kendi bünyesini savunmasız hale getirmeyi başarıp, güçsüz bırakmıştır. Acil olarak güçlü ve adaletli bir yargı reformuyla, yarılmaların ve oyukların deri nleştiği belirgin bu yarayı sarmalıdır. Mikroplara açık bir yarayla varlığını idame ettirmek imkansızdır.

3)Sayın Erdoğan Akp' nin kuruluş yıllarında sergilediği sözde değil, özdeki kucaklayıcılığına hızlıca dönmelidir. CUMHUR'UN başı olma şartlarının gerekliliği olan, ayrıştırıcı ve ötekileştirici lisandan uzak durmayı, şiddetle yeğlemelidir. Terör ve terörist kavramlarının kullanımını ulu orta gereksiz söylemleriyle basite indirgeyerek, gerçek can yakıcıları masumlaştırdığının farkında olmalıdır.

4) Ayrıca Erdoğan'ın İstanbul ve Ankara için göstermiş olduğu yüksek performans, bu iki ilin büyükşehir belediye başkan adaylarının çaba ve gayretlerinin, kendilerine duyulan güvenin yetersizliğini göstermiştir. Ayrıca çaresizlik içinde rakip adaylara çamur atma ve yıpratma politikalarının, gerçeklerden uzak, centilmenliğe aykırı oluşunun, seçmen zihnindeki karşılığı da tiksinti olmuştur.

5) Suriyelilere yapılan harcamalar, milletvekili maaşlarına yapılan zamlar, pahalı makam arabaları ve Katar'dan alınan uçan saray gibi harcamalar hükümetin gözüne batmazken, EYT' li mağdurların durumunun iyileştirilmesinin, olumsuz ekonomiyle ilişkilendirilmesi elbette vatanda şın gözünden kaçmadı. EYT' li mağdurların seslerinin medya aracılığı ile kısılması, kendilerini ifade edememeleri, sandığa pek de olumlu olarak yansıdığı söylenemez. Mezarda emeklilik projesini savunmak hiç de öngörülü bir yaklaşım değildi..

6) Akp ve Sayın Erdoğan kendini eleştirilebilir olmaktan uzak tutmamalıdır. Kendine dokunan her cümlenin, doğruluğunu veya yanlışlığını irdelemeden, bağımsızlıktan kopmuş bir yargıya taşımanın bir kan kaybı olduğunu görmesi gerekir. İyi bilinmelidir ki doğruyu konuşmaktan korkan silik aydınların dolaylı, dolaysız zararları en fazla Akp'yi yıpratacaktır.

7) Hiçbir şey insan hayatından daha önemli değildir. Seçim günü çıkan kargaşada, hayatını kaybeden Saadet Partili iki vatandaşımızın acısına insani duygularla yaklaşılabilirdi. Sayın Erdoğan barışı lekeleyecek bu harekete tepkisini, MALATYA' ya giderek veya değer atfededen bir yetkiliyi göndererek gösterseydi, başabaş geçen bu seçimin sonucu çok daha değişik olabilirdi. Ak Parti mafyavari bu adaylardan ve Süleyman Soylu uslubundaki bakanlardan bağırsaklarını mutlaka temizlemelidir.

8) Fetö' nün siyasi ayağına dokunulmaması, üst düzey yöneticilerinin ve varlıklı olanlarının yurt dışında normal hayatlarını idame ettirmesi bir kenara bırakılarak; masum duygularla fetö içinde bulunma yanlışlığını göstermiş kişilerin mağdur edilmesi, bu mücadeleye karanlık bir gölge gibi düşmektedir. Yaşanan bu mağduriyetler şüphesiz olarak, AKP seçmeninde ciddi bir ayrışmaya sebeb olmaktadır. Bu ayrışma görmemezlikten gelerek ötelenemez.

9) Kürt kökenli vatandaşların PKK ile aynı kefede değerlendirilmesi, HDP' yi yalnızlaştırma çabaları, HDP'nin Selahattin Demirtaş gibi önde gelenlerinin hapishanede olması, Akp'nin sadece doğu illerinde değil, Adana, Antalya, Mersin, Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde de kaybetmesinin temel nedenlerinden biridir.

10) Mevcut durumdaki kendi belediye başkanlarının görevden alınmasını; muhalif belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasını halk milli iradeye saygısızlık olarak algıladı.Halkta pozitif karşılığı olmayan bu değişimler, beraberinde oy kaybını getirdi.

11) İç ve dış politikada günübirlik söylemlerin, kısa zaman içinde, yine kendi söylem ve davranışlarıyla çelişkiye düşmesi; kavgacı uslubun ekonomiye olumsuz yansı maları; AB sürecinden hızla uzaklaşılması; oy ütmek için içte ve dışta bilinçli kavgaların çıkarılması; hukuksuzluğu gören sermayenin kaçması; atamalarda liyakattan uzak kalınması; tarıma vurulan darbelerin her geçen gün artması; devlet dairelerinde vatandaşı yoran iş bilmez insanların çoğalması; yandaş medyacılık ve yandaş işadamının uslubsuz varlığı; üretimden uzak betonlaşmaya yapılan yatırım vs.gibi daha bir çok sebep ele alınabilir. Hızlı bir şekilde güç zehirlenmesinin vurdumduymazlığını bırakarak, Akp nin üstüne başına bir çekidüzen verme zamanı gelmiştiŕ. Çok geç kalmadan...