-AHİR ZAMAN ALİMLERİ'-- UMERA - VE -ULEMA -

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

Allah'a hamd Resulün'e sâlât ve selâm olsun.

Allah'ın rahmeti bereketi mağfireti üzerinize olsun.

Değerli kardeşlerim malumunuz üzere çağımızın bir çok âlimi genç nesillerin hızla degizim, ateizm gibi sapkın inançlara yöneldiğini gördüğü halde İslamı anlatmayı bırakmış , siyasete soyunmuşcasına yanlışa taraf ve doğru olana iftiralar atarak çıkarları doğrultusunda doğruya engel olmaktadır ..

-Hal böyleyken , bende bu hafta müslüman bir ülkede ,ulema ve Umera ' nasıl olmalı ve olmamalı bu konuyu ele aldım.

- Değerli kardeşlerim,

-Âlim olmak başka, sâlih âlim olmak başkadır.

-Nice âlimler vardır ki nefislerinin ve şeytanın hilelerinden kurtulamamışlardır.

- Bozuk âlimler ,İlmiyle şöhrete kavuşmak ve îtibar görmek isterler.

- Mal, mülk elde edip yüksek mevkilere gelmenin peşindedirler.

- Hulâsa Kibir de yoldaşları olmuştur. Her sözünde kendilerini örnek verip överler..

- Nefsinin bu tür arzularından kurtulamayan bir âlim ise insanlığa en zararlı varlık hâline gelir.

- Zirâ Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde:

-"Kendinde varlık görmen, diğer günahlarla kıyaslanmayacak kadar büyük günahtır."( buyurmuşlardır.)

- Dünyanın gidişatı Kavimleri helak eden içki, kumar, zina, faiz, ırkçılık, eşcinsellik dâhil bütün günahların resmileştiği,

- kurumsallaştığı, vergiye tabi olduğu, reklâmının yapıldığı,

- bunlara âlimlerin sırf dünyalık menfaatleri için dur demediği hatta görmezden geldiği ,modern bir Cahiliye Döneminde ,imtihan oluyoruz.

- Namazın kötülüklerden alıkoymadığı, tesettürün örtmediği,

- nasihatin dinlenmediği, ölümün ibret olmadığı, helalin tercih edilmediği, haramın reyting yaptığı ,,

- İlminin alimlere bile tesir etmediği istikamet vermediği bu çağın habercisi olarak ,Peygamber efendimizin şu hadisini birebir yaşıyoruz..

-Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem,, bir ,Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:

"İnsanlardan iki sınıf vardır ki, sağlam ve sâlih oluşları, umumun sağlam oluşunu, fesatları ise umumun bozulmasını mucib olur. Onlardan biri ulemâ (âlimler)diğeri ümerâdır."( "emirler) (Câmiu's-sağir)

- Kardeşlerim ,Ulemâ istikamette olduğu müddetçe cemiyeti istikamete yöneltirler. İstikametten ayrılırlarsa, halkı da dalâlete sürüklerler.

- Kardeşlerim büyüklerin dediği gibi,

- “Yarım hoca dinden, yarım doktor candan eder...”

- Umera (emirler )'ise , yöneticilerdir.

- Bunlar işin ehli kimseler ise, toplumda maddî manevî huzuru temin ederler, dünya ve ahirette mutluluğu netice veren işler yaparlar.

- İnsanlar da onların bu güzel ve âdil yönetimlerinden memnun olarak -toplumun güzel bir mecrada yürümesi için müspet davranışlarıyla- onlara yardımcı olurlar.

- Ulemâ gibi Umera da bozuk ise yani , beceriksiz, yanlış yolda olan zalim yöneticiler, başta ise onların yüzünden memlekette fitne fesat kol gezmeye başlar.

- Çünkü “balık baştan kokar.”

Peygamber efendimiz aleyhisselam bir hadisi şeriflerinde ; “İnsanlar yöneticilerinin dini üzere olur.”

Buyurmuştur..

(Aclunî, Keşfu'l-Hafa, 2/311)

-Ulemânın en faziletlisi bu âlemin en faziletlisidir. İnsanların en şerlisi de kötü âlimlerdir.

- Şimdi şöyle bir soru aklınıza gelmiş olabilir , Alimler olmazsa kimden fetva alacağız yada doğru alim nasıl olmalıdır ??

- Değerli kardeşlerim,Tedris ve fetva işleri makam, mevkî, mal ve şöhret için olmadığı ancak Allah rızâsı için olduğu zaman faydalı olur.

- Dünyaya gönül kaptırmayan, mal ve riyaset sevdasında olmayan , peygamber efendimizin sünnetlerini yaşamaya çalışan din âlimlerinin fetvasına itibar edilir..

- Onların peşlerinden gidilir.

- Bu konuda ,Hasan Basrî Hazretleri de şöyle buyurur:

“Kim güzel söz söyler ve sözüne münasip olarak güzel ameller işlerse ondan ilim alınız.

- Eğer biri güzel sözler söyler ancak kötü ameller işlerse ondan ilim almayınız, (sözünü de dinlemeyiniz!)”

(Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, III, 323/1776)

- Ne acıdır ki bunları eksiksiz fazlasıyla yaşıyoruz.

-İnsanlara öncülük yapan ünlü , Sözde âlimlerin bile şuurunu hiç kullanılmadığı aklın ve vicdanın çıkarlar doğrultusunda konuştuğuna şahit oluyoruz..

- Hiç durmadan ağlasak yeridir.

-Ebü’l-Hasan Harakânî Hazretleri şöyle buyurur:

“İki kişinin dinde çıkardığı fitneyi şeytan bile çıkaramaz:

1. Dünya hırsına sahip âlim

- VE

2. İlimden mahrum câhil ham sofu!” (Ferîdüddîn Attâr, Tezkiratü’l-Evliyâ, s. 624)

- "Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde: "Şerlilerin en şerlisi kötü âlimlerdir." buyurmuşlardır.

- (Dârimî)

- Efendimizin bahsettiği bu bozuk âlimler,Kendilerine sorsan âlimim diye geçinirler.

- Ve İmâm-ı Rabbânî -kuddise sirruh-, dünyevî menfaatler peşinde koşan âlimlerin hem kendilerine hem de cemiyete ne büyük zararlar verdiğini şu sözleriyle îzâh eder:

“Âlimlerin dünyaya olan düşkünlüğü güzel yüzleri üzerinde bir lekedir.

- Bu gibi âlimlerin ilmi halka fayda verse bile kendilerine fayda sağlamaz.

- Her ne kadar dinin güçlenmesi bunların omuzla­rına bırakılmışsa da buna itibar edilmez.

- Zira dini takviye bazen zâlim ve günahkâr kimselerin eliyle de olabilir.

- (Buhârî, Cihâd, 182)

- Değerli kardeşlerim ,,

- Bu tür âlimler Faris taşı gibidir. Bu taşa saydam bir şey sü­rüldüğünde altına dönüşür, ama taşın kendisi taş olarak kalır.

-Hatta kötü âlimlerin ilimlerinin kendilerine zarar verdiğini bile söyleyebilirim.

-Çünkü ilimleri sayesinde aleyhlerine deliller tamamlanmış olacaktır.

-Onlar Ahkâm-ı ilâhî'ye bakmaya lüzum bile görmezler.-

- "Ben biliyorum" derler.

- Fakat kendilerinden bihaber, kendilerini dahi öğrenememişler.

- Ahkam-ı ilâhi-ye ( İslâm dîninde bir işin yapılması veya yapılmaması gerektiğini bildiren hükümler. Emirler ve yasaklar.

- Bunlara Ahkâm-ı ilâhiyye, Ahkâm-ı İslâmiyye ve Ahkâm-ı Kur'âniyye de denir. )

-Güya İslâm dinini temsil ediyorlar, fakat aslında İslâm dinini ifsad ediyorlar. ( ifsad ,bozgunculuk ve fitne çıkarmak demektir.)

- Nitekim Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:

-"Allah-u Teâlâ ilmi size ihsan buyurduktan sonra (hafızanızdan) zorla çekip almaz.

- Lâkin âlimleri, ilimleri ile beraber cemiyet içinden alır, ruhlarını kabzeder.

- Artık kara cahil bir zümre kalır. Halk bunlardan dini ihtiyaçlarını sorarlar, onlar da

- (Âyet, Hadis gözetmeden) kendi düşünce ve arzularına göre fetva verip, hem kendileri saparlar hem de başkalarını saptırırlar."

(Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 2174)

-Bugün olduğu gibi." !!!

- Âlimi böyle olan bir devrin halkı nasıl olur !! Varın siz hesab edin..

-Ancak bunlar sûret-i hak'tan göründükleri için İslâm'a ve imana kimsenin vuramayacağı darbeyi vuruyorlar.

-Degerli kardeşlerim, Ders ve fetvâ vermek, sadece Allah için yapılır ve makam-mevki, mal ve üstünlük şâi'besinden uzak olursa fayda verir…

Büyüklerden biri şeytanı, bir kenarda boş boş otururken görür.

- Ona niçin insanları saptırmak için çalışmadığını sorar. Lanetli şeytan cevaben şöyle der:

‒Zamanın kö­tü âlimleri işimde bana çok büyük yardımlarda bulundular.

-Benim yerime in­sanları saptırma işini üstlendiler.

-Bunun için ben de böyle boş ve ka­yıtsız bir vaziyette oturuyorum!..der..

-İslamın keskin kılıcı, Hazret-i Ali -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif'lerinde efendimiz aleyhisselam buyururlar ki:

-"İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecektir ki İslâm'ın yalnız ismi, Kur'an'ın ise resmi kalacak. Mescidler dış görünüşleri ile mamur, fakat içleri hidayetten mahrum olacak.

- Onların âlimleri gök kubbe altındakilerin en şerlileridir. Fitne onlardan çıktı ve yine onlara dönecektir." (Beyhâkî)

-Görüldüğü üzere bunlar gök kubbe altındaki en şerli ve en tehlikeli insanlardır.

- Çünkü onlar ilâhî hükümlere değil de kendi zanlarına uymuşlar, kendi mesnetsiz iddiâlarını hüküm yerine koymuşlardır.

- Çıkarları doğrultusunda konuşup , saray sofrasında karın doyurup menfaat peşinde konşanlar dan olmuşlardır.

-Hakikaten geçmiş kavimlerin kitaplarının değiştirilmesi dâhi vede

-İslâmî hususlarda baş gösteren her zaaf ve İslam mil­letini üstün kılma konusunda gösterilen her kusur; daima kötü âlimlerin bereketsizliği ve niyetlerinin bozukluğu sebebiyle olmak­ta ve de olmuştur.

- Dini hükümleri kendi arzularına göre yalan-yanlış yorumlamaya başlamaları,,

- Zan, nam, gaye, maksat , kibir ve menfaatleri için bu Din-i mübin'i vasıta olarak telâkki etmeleri onların bozuk olduğunun ispatıdır.

- Yüce Allah A'raf süresinde şöyle buyurur..

- Esta'uzübillah.

-"Yeryüzünde haksız yere böbürlenip büyüklük taslayanları, âyetlerimi idrâkten çevireceğim, anlamaktan mahrum edeceğim."

-(A'raf: 146)

- Yukarıda ki ayette yüce Allah'ın beyan buyurulduğuna göre, kendilerini beğenip, haksız yere tefahür ettiklerinden ötürü Allah-u Teâlâ onları idrakten çevirmiştir.

- Yani bu tür insanlar ve âlimler yaptıklarını doğru ve din üzere yapıyoruz zannına kapılıp helak olma yolunda yürürler.

- " O âlimler ki ,Şöhretin afât, riyânın ise imanı götürdüğünü bile bile nesflerinin Yolunda yürürler.

- Öyleki Kendilerine Allah-u Teâlâ'nın hükmü hatırlatıldığı zaman kendilerini İslam yolunda görüp hatalarını tevazu ile kabul etmezler.

Âhirzaman ulemâsı, İslâm'a hâlel getirdiği için bu duruma düşmüşlerdir. İslâm dini'ne leke sürüyorlar, küçük düşürüyorlar.

Hazret-i Allah'a ve Resulullah Aleyhisselâm'a uymuyor, şeytana tabi olmuş, nefis putunu eline almış ve irşada kalmışlardır.

- Bu sözde âlimler, Madde ve menfaat uğuruna iki yüzlü münafık zümresin den oldukları gibi başkalarını da aynı şekilde bozmaya çalışırlar.

- Nitekim peygamber efendimiz "Ümmetim hakkında (zararlarından) en çok korktuğum kimseler diliyle alim olan münafıklardır. Buyuruyor..

- Hz. Ömer de şöyle demiştir. "Resulullah bizleri diliyle âlim olan münafıklara karşı uyardı.

- " İslām Dininin asıl kaynağı Kur'an-ı Kerim ve sünnettir. Bu kaynaklar "rasih âlimlerden" öğrenilmelidir. Hz. Peygamber (s.). rasih âlimi şöyle tanımlamıştır.

- "Yemininin/ sözünün gereğini yapan, lisani dosdoğru olup yalan söylemeyen, kalbi istikamet üzere olan ve midesini, cinselliğini her türlü haramdan koruyan kimsedir.

- " Bunlar Allah'ı ve emirlerini iyi bilen, Hz. Peygamber'in sünnetine hakkıyla uyan, ilmin sınırlarına ve şartlarına vakıf olup (yersiz) ruhsatlarla ve uç yorumlarla haddi aşmayan kimselerdir

- Bu nitelikleri taşıyan âlimler Resulullahın (s.a.v) halifeleri ve varisleridirler.

Âyet-i kerime'de de bozuk âlimler ve insanlar hakinda şöyle buyuruluyor:

- Esta'uzübillah

- "Kendilerine kitaptan nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar." (Nisâ: 44)

"Hakkı bâtıl ile karıştırmayın, bilerek hakkı gizlemeyin." (Bakara: 42)

- Ve Kötü âlimler din hırsızlarıdır.

- Dini hükümleri çıkarları doğrultusunda kullanırlar ,

- Şu Âyet-i kerime'ler onların durumlarını anlatmaktadır:

- Esta'uzübillah

"Onlar hakikaten kendilerinin bir şey üzerinde bulunduklarını sanırlar. İyi bilin ki onlar yalancıdırlar.

Şeytan onları istilâ etmiş, onlara Allah'ı anmayı bile unutturmuştur. Onlar şeytan fırkasıdır. İyi bilin ki asıl kayba uğrayanlar şeytan taraftarı olanlardır." (Mücâdele: 18-19)

Bunların ilimlerinden kendilerine bir fayda olmaz. Hatta bu ilimleri kendilerine zararlı bile olur.

- Çünkü kıyamet gününde "Günah olduğunu bilseydik yapmazdık." diyemezler.

Bir Hadis-i şerif'te şöyle buyuruluyor:

"Kıyamet gününde en şiddetli azap görecek kimse, ilminden istifade edilmeyen âlimdir." (C. Sağir)

- Hal böyleyken bu sözde âlimler kendi yanlışlarıyla milyonları peşinden sürükleyip onlarında helakına vesile oluyorlar.

- İşte tamda burda akıl ve şuur devreye giriyor.

- Yarın huzuru mahşerde ben filanca alime uydum suç varsa onun dur dememiz bize fayda etmeyecek !!

- Yüce Allah bizlere bir çok ayetinde " AKLETMEZMİSİNİZ buyurmuştur.

- Değerli kardeşlerim akıl ve şuur bir bütünün iki yarısıdır. Dinimiz var diye aklımızı şuuru'muzu devre dışı bırakamayız..

- Yüce Allah bizden bu melekeleri kullanmamızı istiyor ve emrediyor.

- Şairin dediği gibi,,

- İnsanlık Yoksa Çul Neye Yarar,

- Rabbini Bilmeyen Kul Neye Yarar,

- Herkez ,Tutmuş Bir Yol Gidiyor,

- ALLAH'a, Gitmeyen Yol Neye Yarar..

- "Allahü teâlânın razı olmadığını terk edene, Allahü teâlâ ondan iyisini ihsân eder.

- Dünyâyı anlayan, onun sıkıntılarından üzülmez.

- Dünyâyı anlayan, ondan sakınır.

- Ondan sakınan, nefsini tanır.

- Nefsini tanıyan, Rabbini bulur. Mevlâsına hizmet edene, dünyâ hizmetçi olur."

- Rabb'im ,, sapkın Ulemâ ve Umera' dan ümmeti Muhammed'i muhafaza buyursun.. O bozuk âlimlere ve emirlere Hidayet versin..

- Rabb'im hepimize tüm ümmeti Muhammed'e istikamet versin, sıratı müstakim olan doğru yoldan ayırmasın -peygamber efendimizin şefaatine nail olarak imanlı

-ölen dini bütün müslümanlar olmayı bizlere sizlere nasip etsin.

Bir dahaki yazıma kadar hepinizi Rabbime emanet eder sağlık huzur mutluluk Selametler dilerim.

.... Kablel-vuku...